şeyh galib – dertli sözlük
divan edebiyatının son büyük şairi kabul edilen şairidir..
galatasaray mevlevihanesinde şeyhlik yapmıştır.. genç denilecek bir yaşta vefat etmiştir.. mezarı da halen galatasaray mevlevihanesindedir.. ziyaret edip bi fatiha okumak isteyenler için..

hüsn ü aşk adında alegorik mesnevisi vardır..
bunu mevlana nın mesnevisi nden çaldığını söyleyenlere şu mısralarla karşılık vermiştir;
(vurgula: "esrarını mesneviden aldım
çaldımsa da miri malı çaldım" )
beşir ayvazoğlu, kuğunun son şarkısı isimli kitabında şeyh galibi bizlere aşina kılmıştır.
"hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

mısralarını yazan muhterem.
klasik türk edebiyatı (divan edebiyatı) ikinci nesil şairi, mutasavvıf.
sembolcü yazım tarzı ile tanzimat ve hatta cumhuriyet dönemi edebiyatçılarını bile etkilemiş ender divan edebiyatı sanatçılarındandır.
"hüsnü aşk" adlı eserin yazarıdır.çok önemli̇ bi̇r eserdi̇r. hüsn ü aşk, kurgusal anlamda hüsn (güzellik) isminde bir kız ile aşk isminde bir erkeğin aşkını anlatan, tasavvufi bir tema ve temele sahip bir mesnevidir. mesnevide anlatılan hikâye şöyledir:

sevgioğulları (beni-mahabbet) isimli bir arap kabilesi vardır. bir gece bu kabilede bir kız bir de erkek çocuk doğar, erkeğe aşk kıza hüsn ismini verirler, bu ikisini birbirlerine nişanlarlar. öğrenim zamanları gelince ikisi de edep okuluna giderler, bu okulda munlâ-yı cünun isimli büyük bir hoca vardır. bu sıralarda hüsn aşk'a aşık olur. i̇kisi zaman zaman mânâ gezinti yeri`ne gitmekte gezinmekte, sohbet etmektedirler. bu gezinti yerinde suhan isimli bir mihmandâr (misafir ağırlayan kişi) vardır ki bu kişi her şeyi bilen çok büyük bir insandır. fakat, hayret isimli kudretli bir kişi hüsn ile aşk'ın görüşmesine mani olur. bir süre suhan yoluyla mektuplaşırlar. aşk'ın gayret adında bir lalası vardır ve sonunda ikisi aşk'ın gidip hüsn'ü kabile büyüklerinden istemesi konusunda anlaşırlar. kabile büyükleri ise aşk'ın bu arzusuyla alay eder ve eğer hüsn'e kavuşmak istiyorsa kalb ülkesine gidip kimyâ`yı alıp gelmesi gerektiğini söylerler. yolun ne denli zorlu ve korkunç olduğunu da anlatırlar, aşk yolda dev, cin ve cadılarla karşılaşacak, ateşten bir denizden geçmek zorunda kalacaktır. aşk ile gayret kalb ülkesine yola koyulurlar ve başlarından birçok badire geçer. her badirede onları suhan kurtarır. mutlu sonla biten hikâyede; işin sonunda aşk'ın hüsn'ü kendinden ayrı sanmasının onu yanlış yollara düşüren şey olduğunu, aslında aşk'ın hüsn, hüsn'ün de aşk olduğunu, birlikte ikiliğin var olmayacağını aslın birlik (teklik) olduğu mesajı ile karşılaşılır.

kahraman ve yerlerin isimlerinden hikâyenin sonucuna kadar neredeyse her unsur tasavvufi bir anlam taşımaktadır. (örneğin; hüsn ile aşk seven ve sevileni yani hüsn-ü mutlak(allah) ile dervişi, edep; dergahı, munlâ-yı cünun; mürşidi, kalp şehri; allah’ın tahtı olan gönlü ve oraya yapılan seferin, çile dolu sevgi mücadelesinin simgeleridir.) bu nedenle hüsn ü aşk tasavvuf edebiyatı açısından çok önemli bir eserdir...
(bkz:efendimsin cihânda i̇tibârım varsa sendendir)efendimsin cihânda i’tibârım varsa sendendirmiyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendirbenim feyz-i hayâtım hâsıl-ı rûh-ı revânımsıneğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendirveren bu sûret-i mevhûme revnak reng-i hüsnündürgülistân-ı hayâlim nevbâharım varsa sendendirfelekden zerre mikdâr olmadım devrinde rencideger ey mihr-i münîr âh u zârım varsa sendendirsenin pervâne-i hicrânınam sen şem’-i vuslatsınbe-her şeb hâhiş-i bûs u kenârım varsa sendendirşehîd-i aşkın oldum lâle-zâr-ı dâğdır sinemçerâğ-ı türbetim şem’-i mezarım varsa sendendirgören sergeştelikde girdâb-ı dest zann eylerfenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendirniçün âvâre kıldın gevher-i gaitanın olmışkengönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendirşafak-tâb eyledin peymânemi hûnâb ile sâkîsabâh-ı sohbet-i meyde humarım varsa sendendirsanadır ilticâsı gâlibin yâ hazret-i mevlâbaşımda bir külâh-ı iftihârım varsa sendendir