ne olacak bu dertli sözlük ün hali – dertli sözlük
plato kardeşin verdiği ukteye ben bismillah diyerekten bir şeyler yazayım madem affınıza sığınarak.

bu sözlüğün hareketlenmesi öyle çok zor değil. sadece geniş kabule açık mı onu kestiremiyorum. olası seviyesizlikleri anlamak mümkün, küfre karşı olunabilir, vs. ama tartışmaların seviyesi, lakaytlık, ciddiyetsizlik, dert yansıtmayan ama bilgi veren, bazen tam olarak bilgi de vermeyen içerikler... bunlara var mı bu sözlük? çünkü insanlar gündelik konuşmayı nasıl ara dolgu maddesi gibi yapmayınca şişerler, sözlük de yer yer boş konuşmalara, saçma şeylere de hareket nevinden, akarı olsun nevinden sıcak karşılamalı diye düşünüyorum.

o halde önerim şudur. sözlüğün bir dahaki ay konusu işbu başlık olsun. biz de bu başlığı doldurmak sadedinde elleri kolları sıvayalım. 20 tane yazar sözü benden. tanıdık tanımadık herkesi davet edeceğim. içlerinden belaltı vs. de çıkacaktır. onlar yasaklanabilir. ama geri kalan her şeye tahammül olması elzem. yanlış anlaşılmasın ama bana özelden mesaj atan arkadaşlar da oldu sağolsun, duyarlı davranan bir arkadaş gelen gitti demiş. gelen niye gitti?

bana öyle geliyor ki mazbut havanın sebebi, az olalım yeter ki nitelikli olsun anlayışı. problem şu ki o zaman sözlük olmuyor. öyle bir ara format oluyor.

dediğim gibi, bir dahaki ayın konusu olsun. ciddi bir hareketlilik olacağına inanıyorum. sol frame gündem konularıyla dolar biraz. ama olsun. hareket fıtri bir mevzu. hareketlenmek lazım.
sözlükteki yazarlık serüvenim -ara ara kopmalar olsa da- sözlüğün ilk günlerine uzanmakta. ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hiçbir zaman buradaki hava "az olalım, yeter ki nitelikli olsun" anlayışıyla değil, "nitelikli olalım, az olsak da olur; ama çok olsak daha güzel olur" anlayışıyla açıklanabilir.

ve evet, gelen gitti. hala da gitmekte... mesela yakın tarihte -bence- kalemi çok iyi olan yazarlar bulundu sözlükte; ancak aktif bulundukları gün sayısı onu geçmedi. ben dertli sözlükle şu sıralar tanışsaydım muhtemelen gelip-giden yazarlar kervanında olurdum. çünkü bu ortamın emeği de meyvesi de yazılanlar ve yazılanlar muhatap bulmayıp kendince takılıyorsa, ortam çekiciliğini yitirir.

not: sözlüğün geniş kabulü yazarın seviyesiyle ilişkilidir. mesela seviyeli olup da farklı dinden birisi kabulümüzdür (*); ama müslümanım deyip bel altı takılan veya özel mesajla rahatsızlık verenlere dönük bir tahammül yoktur.

ciddiyetle alakalı olarak güzel bir tanım sanırım: #425929
değerli arkadaşlar,

şuur farzdır demiş müdürümüz.. şuur nedir? canlı döngülerin içinde bulunma halidir. fıtri olan şuurlu olmak, canlı kalmaktır. ölgün yapılar gayri fıtri yapılardır ve esasında günah denilen şey, fıtrattan uzaklaştıran şeylerdir.

hal böyleyken demek istediğim, eğer farz ise, gelin boyun borcudur, üretkenliği kısmi felç geçiren bir döngüyü daha da üretken hale getirelim. bunun için bir şeyler yapalım. işin arkaplanını tartışmak da güzel. ama tartışma bile ortalama 8 saatte 1 entry şeklinde ilerleyecek gibi. online olarak randevulaşalım. diyelim ki yarın sabah 10'da mesela, herkes çayını alsın, geçsin bilgisayarının başına. forum misali bir başlık altında "sözlüğün dünü, bugünü, yarını" konulu bir plebisit:) değil tabi ki mini bir sempozyum yapalım. bu iş yarım kalmış mı yoksa bu işten razı mıyız onu da bilmiyorum gerçi ama, eğer yönetimce de bir yarımlık söz konusu ise beklemeye gerek yok. herkes benden daha eski burada besbelli. 650 küsür aktif yazardan 15 tanesi, o da aynı anda 3-5 tanesi online bir tablo çıkmasın.

yazılımcı arkadaş ayarlayalım. para toplayalım. ben bağış yapacağıma söz veriyorum. bu sözlüğün ios programlamasını yaptıralım. cepten bağlanabilen bir sözlük intibaı oluşsun.

hedeflerimizi koyalım. diyelim ki bu sözlük bir irfan yuvası olsun. her dem tazelenelim. aynıyla bir çekirdek kadro yazsın, coştursun, diğer taze arkadaşlar da bu kaneviçeyi işlesinler.

tatsız yazarlar da çıksın. demokrasiyi her gönlün kendisinde yer bulabildiği peygamberane yönüyle algılayalım. temel şeyler isteyelim, o insanlar da istedikleri gibi yazsınlar, çizsinler.

vira bismillah diyelim derim. ne dersiniz kardeşler?
güzel önerilere açık bir soru. tartışmak güzeldir. münazara güzeldir. olması da gerekir. sözlüğün canlanması için gerekli olan budur. ama sözlüğün de bir uslubu vardır. bizim isteğimiz şu;
sözlüğün üslubunu bilsin yazar arkadaş, istediği görüşü dillendirsin. bizim görüşlerle bir problemimiz yok. bizim isteğimiz saygı ve üslup. bir de popülarite kaygımız yok. yani biz popüler olalım, ilk sıraya çıkalım gibi bir amaç yok. amaç klasik interaktif sözlükçülük anlayışını değiştirmek. yani buraya birisi girdiği zaman "böyle bir sözlükte mi varmış, ne kadar hoş ve seviyeli bir sözlük, bundan sonra burada yazarım." dedirtmek. dert söylemini kavratmak. ümmetin derdiyle dertlendirmek. yani bir şeyler anlatmak.
diğer sözlüklerden bizim sözlüğe uygun olan yazarları kandırıp transfer edebiliriz.ee ne de olsa transfer mevsimi.
--- iktibas ---

amaç klasik interaktif sözlükçülük anlayışını değiştirmek. yani buraya birisi girdiği zaman "böyle bir sözlükte mi varmış, ne kadar hoş ve seviyeli bir sözlük, bundan sonra burada yazarım." dedirtmek. dert söylemini kavratmak. ümmetin derdiyle dertlendirmek. yani bir şeyler anlatmak.

--- iktibas ---

sözlük hayatım boyunca böyle şeylerle karşılaşmadım hiçbir zaman.
dertlisözlüğü benim için ayrıcalıklı yapan şeyler değil yukarıdaki cümleler.
bu durum dertlisözlüğü sahiplenmediğim anlamı da taşımıyor.
her ne kadar yukarıda iktibasa konu olan cümlelerin içini dolduracak hareketlerim
zerre kadar da olsa bazı gerçekler de var.

dertlisözlükte olup da başka sözlüklerde olmayan neler var? bunlar tercih sebebi midir?
tartışılır. ortaya çok ağır taşlar çıkacağını da zannetmiyorum. tabi hüsnü zannetmiyorum.
sui zandan allaha sığınırız.
yukarıdaki çoğu tanıma katılmakla birlikte, sürekli birileri gelip gidiyorsa, bunun da nedenleri araştırılmalıdır derim naçizane. gördüğüm kadarıyla farklı fikirlere tahammülün, saygının, edebin olması için çabalayan bir yapı var. bu ihmal edilirse, öğreticilikten ziyade dayatma, sataşma, tribüne şikayet etme vb. şeyler artarsa buranın da tadı kaçar.
beklediğimden daha renkli, çoksesli bir yapı var burada. e niyet de hayr zaten, akıbet de hayr olur inşallah...
sessiz sakin, ağırbaşlı, vakur yoluna devam edecek.ara sokakta işlemediği sanılan ama hatırlı ve daimi müşterileri olan esnaflar gibi.