aliye gülümsesem muaviye öldürür beni – dertli sözlük
nereden tutsan elinde kalıyor. bommmmboş bir söz.

böyle büyük zatları şiirlerden, edebiyat kitaplarından değil de kuran'ı kerim, hadis-i şerif ve hayatüs sahabe gibi kitaplardan öğrenmek gerekir. onların aralarındaki ihtilaflı mevzuları da şair veya romancılardan değil islam alimlerinden sormak lazımdır. bizzat cenab-ı allah sahabeleri kuranında övmüş; ve onlara "pek büyük bir mağfiret ve mükafat" vereceğini vaad etmiştir. fakat işin hakikatini anlamayan bazı edebiyatçı zevat, ki bunların çoğu da müslüman hassasiyetine sahip insanlar olarak biliniyor, bu olaylardan kendilerine malzeme çıkarmaya çalışıyor. buradaki hadiseler onların anladığı gibi hak-batıl; güçlü-güçsüz; zalim-masum mücadelesi değil; içtihat meselesidir. haklı olan da hataya düşen de doğru yoldadır.

--------------
(bkz:fetih suresinin 29. ayeti)

muhammed allah’ın resûlüdür. ve onun berâberinde bulunanlar; kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gāyet merhametlidirler; onları çokça rükû‘ eden kimseler ve çokça secde eden kimseler olarak görürsün; (onlar)allah’dan bir lütuf ve bir rıdvân (sâdece o’nunrızâsını) isterler.

secde eserinden olan alâmetleri, yüzlerindedir. bu, onların tevrât’taki vasıflarıdır.
i̇ncîl’deki vasıfları ise, bir ekin gibidir ki filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, sonra kalınlaşmış da gövdesi üzerine dikilmiştir; (bu hâl) ekincilerin hoşuna gider; (onlar hakkındaki bu benzetme) kâfirleri onlarla öfkelendirmek içindir.
allah, onlardan îmân edip sâlih ameller iş­leyen­lere bir mağfiret ve (pek) büyük bir mükâfât va‘d etmiştir.

------------
hz. cebrail aleyhisselam'ın tensibiyle vahiy katibi olan, kıyamete kadar okunacak her kur'an harfinden kendisine sevap yazılan hz. muaviye'yi seviyesiz/kalitesiz romantizm soslu şiirlerin anlamsız bir ögesi olarak kullanmak aptallığın, cahilliğin daniskası değildir de nedir acaba?
bazı konular öyle hassastır ki üzerine yorum, eleştiri kabul etmez buz üzerinde yürümek gibidir. bunu edebiyata malzeme yapmaksa haliyle tehlikeli.