ala kızı – dertli sözlük
kapitalizmin başroldeki kahramanlarındandır. tesettüre uymayan sözde tesettülülerdendir. "ayfon"'u vardır. eşarpları 100-150 tl arasındadır. onun zihniyeti "analar başörtülü ister bende başörtülüyüm!"dür.
tv dizilerinde kapalı bayanların rol alması gibi birşey olsa gerek.
i̇nsan ilk düşündüğünde 'kabulleniliyor artık' diyor ama sonra ne vicdan ne de akıl durdurmuyor ve görüyorsun ki temsil' aşırı derecede hatalı ve anlıyorsun ki ;aslında nefse güzel gelen herşeyde olduğu gibi bu temsillerin de iç yüzü malesef temiz değil.
müslüman gençlerin yaftaladığı kızlardır. yani yarın bi gün sokakta ayfonlu bir hanım görürseniz, ala kızıdır o, müslüman gençlerin yaftaladığı gibi "başörtülü" dür.
can man değildir, olsa olsa cahildir. tesettürü nerede nasıl yapacağını karıştırmış kızdır, modern sistemin dibine vurmuştur. kaldı ki sadece başını örtmede bitmez problemli yapısı, eteğinin boyundan giyisisinin bolluğuna(*) ve seçtiği renklere kadar bütün giyimini dini değil para bayıldığı mağazalar belirler. dinin tesettürü neden emrettiğini bilmez, ne ahzab suresinden ne de nur suresinden haberi vardır.

ve fikrimce böyle bir kapalılıktansa açılması daha iyidir; çünkü müslüman ailelerin yeni yetişen kızlarına tesettür için bir örneklik değil, giyindiği mağazaların ayaklı reklamlığını yapmaktadır ve tesettürün bozulmasını yaygınlaştırmaktalardır.

yazıktır, günahtır...
hala kızından farkı art niyetli olmasından gelir, müslüman erkeklerin vaktini çalar, göz zinasına vesile olur.
annesi babası kitap okuyan, namaz kılan, daha sonra çocuklarının ellerini sıcak sudan soğuk suya değdirmeyen, özel üniversitelerde okutan muhafazakar ailelerin/çocuklarının karaladığı kızlardır. küçük yaşta babasından ailesinden sevgi yerine şiddet gören, bir zaman sonra sadece para kazanmaya odaklanan, hayatı boyunca aç kalmamak için kendini geçindirmek isteyen bir kız olabilir o ala kızı. daha sonraları maddi açıdan kendini koruduktan sonra bir vesile ile tanışıp mahcub olduğu rabbinin isteklerini bir anda yapamayan kızdır. çevresinde bir tane örnek bile olmayan, sizler kadar güçlü olmayan bir kızdır belki de. bilemezsiniz.
önceden çarşaf vardı, sonra koyu renk bir pardesü de olur dendi, daha sonra bu pardesüler renklendi cıvıl cıvıl. boyları kısaldı, daraldı. eşarplar mendil kadar örtünmeye başlandı. tesettürden giderek uzaklaşıldı. bunlar hep tedricen oldu. şimdiki geldiği son nokta ise ortada, kısa etekler, üstüne dar pantolanlar... hanım kızlarımız nerdeyse açık bayanlardan daha cezbedici. gidişatı doğru bulmuyorum, taviz tavizi getirdi işte, "müslümanım, bu durumdan razıyım" diyen beri gelsin." yarım hoca dinden eder, yarım doktor candan eder" sözü ne kadar da doğruymuş. "yarım yarım" yapılan işler "bütün"e zarar verdi.
spor, siyaset ve din mevzusu açıldığında herkesin üst düzey bilgi sahibi olduğu(*) ülkemizde, gene üst düzey bilgi sahibi olanların açıp tartıştığı bir mevzu.
sanılıyor ki her şey çok kolay.
tüm kızlar imam hatiplerde, dindar kolejlerde veya sohbet gruplarında büyümüş.
kimilerinin önüne din, iman, fıkıh, akaid gibi bilgiler hazır tepside sunulurken kimileri dişiyle, tırnağıyla ağlaya ağlaya elde ediyor o bilgileri. yetiştiği ortam, arkadaşları, aile yapası gibi faktörlerden mülhem elde ettiği bilgileri uygulama da eksiklikleri olabiliyor. bazı şeyler nefsine ağır gelebiliyor. tamamen vazgeçtenmekse yapabildiğim kârdır anlayışla hareket ediyor. din konusunda nasipli olanlar, güzel ortamlarda bulunmuş kimseler diğerlerini bu kadar zalimce yargılamasın. bir bakmışsınız hissiyatta önünüze geçmişler, farkına bile varmazsınız, yargılayacağız derken.