bir gün bir derviş dükkanının önüne gelip, kapıdan içeriye bakmaya başladı. gözleri dolarak bir ah çekti. feridüddin attar ona; "neden öyle abdal abdal bakınıp duruyorsun? yürü git işine senin için hayırlısı budur." dedi.
derviş; "ben yükü hafif bir adamım. dünyada bu hırkadan başka bir şeyim yok. böyle olunca, bu dünya pazarından çabuk ve kolaylıkla geçip giderim. fakat sen bu ağır yükleri derleyip topla kendi başının çaresine bak!" deyince, feridüddin-i attar; "sen bu dünyadan nasıl geçip gidersin?" dedi. o zat da; "bu hırkayı sırtımdan çıkarır, başımın altına yastık yapar, canımı hakk'a teslim ederim." dedi ve hırkasını başının altına koyarak; "allah." deyip ruhunu teslim etti.
babası sultanü'l ulema bahaeddin veled ile moğol istilasından uzaklaşmak için göç eden hazret-i mevlana'nın ziyaret için nişabur da feridüddin attar hazretlerine uğradıklarında hazret-i mevlana'ya " söyle bakalım celaleddin, nerden gelip nereye gidiyorsun? " sorusu üzerine hz. pir'den; " minallah, i̇lallah. " (allah'tan geldik, allah'a gidiyoruz. ) cevabını alan evliyaullah'tır.
bir balya saman uğruna vefat eden kimsedir.
derviş; "ben yükü hafif bir adamım. dünyada bu hırkadan başka bir şeyim yok. böyle olunca, bu dünya pazarından çabuk ve kolaylıkla geçip giderim. fakat sen bu ağır yükleri derleyip topla kendi başının çaresine bak!" deyince, feridüddin-i attar; "sen bu dünyadan nasıl geçip gidersin?" dedi. o zat da; "bu hırkayı sırtımdan çıkarır, başımın altına yastık yapar, canımı hakk'a teslim ederim." dedi ve hırkasını başının altına koyarak; "allah." deyip ruhunu teslim etti.
babası sultanü'l ulema bahaeddin veled ile moğol istilasından uzaklaşmak için göç eden hazret-i mevlana'nın ziyaret için nişabur da feridüddin attar hazretlerine uğradıklarında hazret-i mevlana'ya " söyle bakalım celaleddin, nerden gelip nereye gidiyorsun? " sorusu üzerine hz. pir'den; " minallah, i̇lallah. " (allah'tan geldik, allah'a gidiyoruz. ) cevabını alan evliyaullah'tır.
bir balya saman uğruna vefat eden kimsedir.
