dershanelerin kapatılması – dertli sözlük
hükümet-cemaat çekişmesinde muhtemelen öğrencilerin zararlı çıkacağı çıkar çatışması.
fetullah gülen cemaatinin veya cemaatten bazılarının aşırı saçma şekilde karşı çıktığı olay. neymiş efendim derhaneler sayesinde daha çok insana ulaşıyorlarmış. tamam doğrudur ama eğer nasibinde varsa zaten o insanlara ulaşacaksın sen. bir şekilde yol gösterece rabbim sana sende ulaşacaksın o insana. tek amaç insanlara ulaşmaktır inşallah o dershanelerde. umarım para yolu tıkanacak diye karşı çıkmıyorlardır. zaten o dershanelere bir kez giden bir daha gitmem istemiyor. çevremdeki arkadaşlarımın hepsi böyle neredeyse.
sınav sistemi, okulda verilen eğitime uygun olarak değiştirilmediği sürece gerçekleşmesi kötü sonuçlar doğuracak olan durum.
ya da eğitim sistemi sınavlara göre ayarlanacak.
şahsi hisler üzerinden karar verilmemesi gereken bir konudur.
12 yıl boyunca ortalama en az yedişer saatten haftada beş gün okula giden öğrencilerin, hala bu eğitimin kendilerine yetmediğini hissedip zaten daha önce öğrenmek için vakit harcadıkları konulara, üzerine binlerce lira ödeyerek tekrar vakit harcaması, harcamak zorunda hissetmesi büyük bir eksikliktir.
hem zaman hem para israfıdır.
okullarda verilen eğitimin kalitesini artırmak hem daha kalıcı hem de fırsat eşitliği sağlamak adına daha adilane bir çözümdür.
üstelik bu karara en çok tepki gösteren cenah bu uygulamadan en az etkilenecek olandır. çünkü gelir sağlayan kurumları dersanelerden ibaret değildir.
kaldı ki çok etkilenecek olsa bile bir devletin politikalarını belirlerken herhangi bir cemaatin, çıkarın grubunu önceleyerek karar vermesi siyaseten tamamen yanlıştır.
4 , 5 bin tl 'yi dersaneye vermek yerine talebeler o parayı evlerinde özel ders almak için kullansalar nasıl olur diye düşünüyorum
olayın siyasi boyutuyla alakalı tartışmayı gereksiz bulmakla beraber, bu tarz düzenlemelerin iktidar için ciddi manada "kul hakkı" oluşturduğu kanaatindeyim. şöyle ki; dershaneler için alternatif hiçbir yapı inşa etmemişsin, eğitim sistemin fiyasko, eğitimcilerin ayrı bir fiyasko ve sen tutup dershanelere dönük ihtiyacı karşılamadan kapatma kararı alıyorsun.
aynı şey üniversitelerdeki kontenjanlar için de geçerli. 2007 senesinde bölümüm 3-4 bin kadar öğrenci alıyordu üniversite sınavıyla ve bu sayının üçte birini 3 okul karşılıyordu. 2013 senesinde ise kontenjan 16 binleri bölümün bulunduğu okul sayısı ise 55'i buldu.
2007 senesinde kontenjanın 1/3'üne ev sahipliği yapan okulların hocaları kendi alanlarıyla alakalı olarak diğer okullara da derse gidiyorlardı. ben bir hocamızın 4 ayrı üniversitede ders verdiğini biliyorum mesela.

peki 2013 yılında durum sizce ne olmuştur dersiniz? bir insanın aynı anda 10 ayrı yerde olması düşünülemeyeceğine göre bu bölüm için fakültelere giren öğrencilere öğretim veren hocalar kim olabilir ? en iyi ihtimalle hızlandırılmış bir tez dönemiyle asistanlığı tamamlatılan doktorlardır.
ve bu bölüm ülkenin en hayati bölümlerinden biriyken sen bu ihtimamı göterirsen geleceğinin topuğuna sıkarsın demek olur, ötesi yok.

bunun hakkını nasıl verirsin, o kısmı hiç bilmiyorum; bilmek istemiyorum...
çok iyi siyaset yapabilen bir camia ile bir partinin arasındaki mesele.
fakat, esasında ülkeyi ilgilendiren meselenin, ikili ilişkiler uğruna gerçekleşmesi de yazık olacaktır.
bir yazık da; ülkeye topluma çok faydası dokunmuş bir camianın ve bir partinin böylesi atışmanın tarafları olmaları. etti mi iki yazık.

gerçi bu mesele hayra vesile de olabilir. cemaat ve partinin yekvücut olmaları bir yerden sonra zarar idi.

ezcümle; girizgahta da belirttiğimiz üzre, iki taraf da siyasette pek mahirler. o derece ki, bu tartışmaları dahi beraber yürüttükleri siyasetin bir parçası olsa, şaşırmam.
siyasi bir malzeme. olayın siyasi boyutundan ziyade değerlendirilmesi gereken, dershanelerin ne kadar gerekli olduğu sorusu. hizmet ediliyor, öğrenci yetiştiriliyor tepkisi vermeyin. hizmet etmenin ve öğrenci yetiştirmenin bin bir türlü yolu var. ki hizmet gönüllülük esasına göre yapılır. yıllık 2500$ gibi yüksek bir meblağla değil. hizmet kuruluşu filan değilller. eğitimde fırsat eşitsizliği meydana getirdikleri aşikar. dershanelere herkesin yolu bir şekilde düştü. özel sınıfları, kimlerden ne kadar para alındığını herkes bilir. paraların nereye gittiği bizi ilgilendirmez. ama bunun hizmet adı altında savunulması çok garip. islam'daki hizmet anlayışına da zarar veren bir tarafı var.
kpss ya da ingilizce dershanelerine gelelim. bu dershaneler için olay, gidenin sınavı geçtiği, gidemeyenin kaldığı bir boyuta ulaştı. eğitim sistemi kökten değişmeli. burada herkes hem fikir. bir soru daha soralım: "acaba dershane sahipleri, gerçekten bu eğitim sisteminin değişmesini istiyorlar mı?" ya da "acaba bu eğitim sisteminin değişmesine dershane sahipleri mi engel oluyor?" gibi. olaylara farklı pencerelerden bakabilmeliyiz.
ya da "dershanecilikte amaç gerçekten öğrenciyi sınava mı hazırlamak?" ve daha fazlası.
sorgulanmalı. eğer birileri kapanmaması hususunda gerekenden fazla tepki veriyor ve olayı başka mecralarda çözmeye çalışıyorsa, dershanecilik sorgulanmalı. sorgulanabilmeli. hatta gerekiyorsa kapatılmalı.
"hizmet kılıfına sığdırılan dershaneler gerçekten hizmet mi ediyor ya da neye hizmet ediyor?" son bir soruyla kapatalım.
zaman'ın konuyla ilgili manşeti;
(http://www.medyasokagi.com/zaman-gazetesi-25gz.htm)
haber bültenlerinden, alt yazılardan o bildik cümleleri de eksik olmuyor
'tepkiler çığ gibi büyüyor'
(*)