şeytandan ve siyasetten allah a sığınırım – dertli sözlük
üstad bediüzzaman hakiki dert sahibi bir dava adamı idi. dolayısıyla siyaseti de malayani olarak görüyordu. ã‡ünkü mevlã¢'dan gayrı her şeye "la !" demişti... o zamanki şartlar dini, yapılacak reformlara alet etmeyi gerektiyordu, üstad'ın şerrinden allah'a sığındığı siyaset de bu idi.
siyaset özünde kötü bir iş değildir. "özünde kötü olsaydı 'sünnetullah' olmazdı." (*)
bediüzzaman "åžeytandan ve siyasetten allaha sığınırım" derken dahiyane bir siyaset ortaya koymuştur. ã‡ünkü siyaset yapmamak da bir siyasettir. (*)
kesinlikle hak verdiğim söz. siyassette olan küfür yer. hiçkimse hocaefendisinin küfür yemesini istemez.
üstad, hayatında birçok şeyden vazgeçip kendisini davasına veren adam gibi bir adamdır. bu duasında kast ettiği durum, o günün şartları ve o günün siyaseti (*) düşünülerek yorumlanmalıdır.
"siyaseti, siyasetin sineği olanlar kirletti, siyasetin bal arısı olanlar temizleyecektir." (*)
dolayısıyla üstad siyasetin sineklerinden, onların şerrinden, dini dinamikleri kuracakları yeni düzende reformsal değişikliklere alet edecek olanların şerrinden allah'a sığınmıştır.
"allahumme ecirna min åžerrin siyaseh!" diyerek üstad hazretleri aslında talebelerine de yol çizgisini göstermiştir. ama onun siyasetten uzak durun demesi vatandaşlık görevinizi yerine getirmeyin kenarda durun demek değildir... ki bu sözü kullandığım her yerde nerdeyse recm edileceğimi bilerek yine aynı şeyleri söylüyorum..allah ebeden razı olsun çok güzel söylemiş..
bediüzzaman'ın bu duası osmanlı devleti'nin bıçak sırtında olduğu zamanlarda ittihatçılara karşı takındığı tutumdur. birinci dünya savaşı sonrasında istanbul tam bir hercümerç içindeyken, ittihatçıların, devleti savaşa sokmakla yaptıkları "ihaneti" ve "itilafçılar"ın hararetli mandacılık taraftarlığı tartışılıyordu. bu sıralarda sibirya esaretinden yeni dönmüş olan bediüzzaman, kendini bu tartışmaların içinde bulur. tartışmalar, makul ölçülerin dışındadır. mesela dindar bir ilim adamı, siyasi düşüncesine karşı olan bir başka alimi "dinsizlik"le suçlarcasına hakaret eder. kendi siyasi görüşüne yakın bir "münafığı" saygıyla anar. partizanlığın böylesinden ürken bediüzzaman, "şeytandan ve siyasetten allah'a sığınırım" der, kendi köşesine çekilir.
duanın gelişi şöyledir:
bir gece bedüizzaman tesbihini çekerken kapı çalınır, içeri yeşil cüppeli bir zã¢t girer;
"-ben hızır" (a.s) der.
"-hoşgeldin", der bedüizzaman hazretleri. hızır (a.s);
"-sana çekeceğin bir evrad verdim, sen ve talebelerin bunu çekeceksiniz, bu nedir? "euzübillahimineşşeytanirracim ve'siyase" her gece 21 defa bunu çekeceksin." bundan sonra bunu çekmeye başlamıştır bedüizzaman.