2021 türkiye geneli orman yangınları – dertli sözlük
2021 temmuzunun sonunda manavgat'ta başlayıp ege, akdeniz, marmara, tunceli derken memleketin çeşitli yerlerinde görülen afet.

yangınların peş peşe başlaması sabotaj ihtimalini akla getirmişse de devlet erkanı ve uzmanlar bu durumun sabotaj gerektirmediğini, iklim meselesi de olabileceğini söylüyorlar.
2021 dünya geneli orman yangınlarını da hesaba kattığımızda sabotaj ihtimali azalıyor elbette. (google: wildfire map)

ormana atılmış bir şişe tek başına bir ormanın kül olmasına sebep olabiliyor.
yangınların başladığı günlerde ege ve akdeniz'de sıcak ve rüzgarlı bir hava vardı, bu da durumun vehametini artırdı.

evleri-ahırları yanan, tarım arazileri harap olan insanlar için yardım kuruluşları devrede. mağduriyetlerin çabucak giderilmesi en büyük temennimiz.

bundan sonrası içinse yine meselenin uzmanları akdeniz-ege ekosisteminin yangın sonrası kendi kendini toparlama sürecinin zannedilenden çok daha hızlı olacağını, yanan yerlere fidan dikmek dahil, insan müdahalesi olmazsa birkaç senede canlanma, 10 sene civarında ise ormanlaşma görüleceğini söylüyorlar.

yangının olumsuz etkileri çok. akla gelmeyecek, zamanla görülecek birçok zararı var. mesela memleketin çam balı üretiminin büyük, çok büyük çoğunluğunun yapıldığı ormanlar-koloniler yandı/telef oldu.
birkaç sene çam balı tüketemeyeceğiz. var olan da çok pahalı olacak.

birkaç haftadır fethiye'de idim. bu sabah istanbul'a geldim. havaları şöyle kıyaslayayım. istanbul yayla gibi geldi.
yüzünüze sıcak fön tutun. öyle bir hava var oralarda. yangının hem sonucu hem sebebi bu hava. önceki yıllara göre daha sıcak ve daha az nemli tuhaf bir sıcaklık vardı.

afettir. bazen tabiata insan müdahalesinin cezasıdır bazen de tabiatın işleyişinin tabii sürecidir.
insana ders almak, akıllanmak, tedbir almak, yardıma koşmak düşer.

konuyla ilgili sosyal medyada dolaşan her türlü içeriği görmezden gelip, ekoloji uzmanlarını dinlemek gerekir.
bunu da not düşelim.
iklim değişikliğinin tabiri caizse sillesidir.en basitinden yazın klimalara kışın kombiye yüklenip dibine vuruyoruz. eskiden kış mevsiminde insanlar evlerinde dahi yünlü kıyafet giyerdi, her mevsime uygun kıyafetler olurdu. ama artık kışın şort-tişörtle takılıp doğalgaza yüklenmek sıradanlaştı.motorlu araçlardan çıkan gazların sera etkisinden kimsenin haberi yok zaten.ormanların içlerine kadar yapılaşarak ormanın potansiyel enerjisine verdiğimiz zararı hesaplıyorlar mıdır acaba.yiyemeyip çöpe attığımız gıdaların, israf ettiğimiz her türlü eşyanın üretim aşamasında harcanan enerji ve doğanın kirletilmesi de pek gündemimizde değil.rahatımız yerinde baya, ama o rahat batacak artık.bu yangınların söndürülemiyor oluşunda elbette yeterli önlemlerin alınmaması konuşulup tartışılabilir. ancak 1000 tane yangın söndürme uçağın da olsa mesele başka. doğa adeta kan kusuyor. oturduğumuz yerden dünyanın dört bir tarafındaki ormanların ciğerini yakıyoruz zaten.ayrıca bu daha başlangıç. yangınla mücadeleden istediğimiz kadar ders alalım, her türlü tedbiri de alalım. fark etmeyecek.biz bireysel olarak kendimize çeki düzen vermedikçe daha büyük, daha güçlü yangınlar, seller, hortumlar, dolular... hangi afet varsa başımıza gelecek, başımıza taş bile yağabilir.
herkesin birbirini suçladığı, yangına müdahalenin bile atılan tweet ve dezenformasyona bağlı olarak değiştiği, sorumluların yine hesap vermeyeceği büyük orman yangınıdır.
toplumun ne kadar dezenformasyona açık, kafasının karışık ve tutarsızlık denen illete müptela olduğunu gösteren yangınlardır. korona sürecinde bilim dünyasına yetkililere sorgusuz güvenen tipler yangın ve yeniden ağaçlandırma konusunda aynı mercileri kâle almıyor.
uzaktan izliyordum. herşey bir durulsun ondan sonra düşüncelerimi dile getireyim diyordum ama termik santralin yandığı söyleniyor. santral, kocaman santral... yani ne diyeyim bilemiyorum. hakikaten oteller sıfıra sıfır kurtarılabilirken koskoca santral nasıl kurtarılamaz? nasıl bir önlem bir eylem planı olmaz? bir twit görmüştüm ve gülüp geçmiştim ama şimdi acaba diyorum. twit şöyledi yanlış hatırlamıyorsam "biz daha ufacık yerleri koruyamıyoruz ama nükleer yapıyoruz" gibi bir şeydi. bir de bu nükleerin temelleri atılırken bir kaç kez çatlaklar oluştuğunu biliyoruz. denilene göre baştan yapıldı falan... bilemiyorum... bir de termik santralin şimdi bile bile yakılmış olma ihtimali durumu varki... öyle ise vay halimize...
https://twitter.com/fahrettinaltun/status/1423061530736746499?s=19 resmi açıklama.en azından yalan haberlerin biraz önüne geçer.bilgi kirliliği,yalan ve insanları kaosa sürükleme ile zaten bozuk olan insan psikolojisini daha da kötü hale gelmesiyle devam eden durumdur.sosyal medyadaki yalan oranı dayanılmaz bir hal alıyor.