yeraltından notlar – dertli sözlük
dostoyevski'nin varoluşu sorguladığı ve kendini bulma çabasının izlerini gözlemleyebileceğimiz bu kitap, bir çok yazara referans olmuştur.

jean baudrillad'ın tüketim toplumu kitabının girişinde kitaptan, meşhur alıntıya rastlanır:

--- iktibas ---

bütün tatminleri sağlayın ona,
öyle ki uyumak, çörek yemek ve dünya tarihini
sürdürmeyi dert edinmekten başka yapacak bir şeyi kalmasın;
yeryüzünün tüm mallarına boğun ve saç diplerine kadar mutluluğa gömün:
bu mutluluğun yüzeyine küçük kabarcıklar çıkacaktır,
suyun üzerinde olduğu gibi.

--- iktibas ---
hakikaten yeraltında oksijensiz kalmış hissi verir bazı bölümleri.
böyle bunalım kitapları okurken, nasıl yazıldığından ziyade, bu hal nasıl yaşanır, gerçekten yaşayan yazabilir mi onu düşünürüm.
i̇nsanların nankör oluşuyla ilgili vurucu cümleler içermektedir.-----iktibas----- i̇nsanların bir an için aptal olmadığını düşünelim. (gerçeğe bakarsanız böyle bir iddiada bulunmak olanaksızdır. i̇nsanı aptal olarak kabul edersek kime akıllı diyeceğiz?) ama şunu söylemeliyim, insanoğlu aptal değilse bile, o ölçüde nankördür. evet, eşi bulunmaz bir nankör, bir değer bilmez! nankörün nankörü! hatta bana göre, insanı en uygun olarak, iki ayaklı nankör bir yaratıktır diye tanımlamak gerekir.
---i̇ktibas---"yoksulluğumdan utandığımı sanma... tersine, yoksulluğumlaövünürüm. yoksulum ama soyluyum da... i̇nsan hem yoksul, hem desoylu olabilir... neyse, neyse... çay içer misin ?""dünya mı yıkılsın yoksa bir bardak çay mı içersin?" deseler.. "ben çayımı içtikten sonra dünyanın canı cehenneme" derim. ---iktibas ---dostoyevski den çay edebiyatı nasıl yapılırı öğreniyoruz.
okunmasa da olur. tamam, birçok aforizma falan var; işte varoluşsal sanrılar falan... inançsızlık insanı ne tür düşüncelere sevk ediyor, ben bunu gördüm. klasik kabul edilse de tavsiye etmem.