destan – dertli sözlük
necip fazıl'ın destanıdır..

durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,
çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
durum diye bir laf var, buyrunuz size durum;
bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!
bir şey koptu benden, şey, herşeyi tutan bir şey.
benim adım bay necip, babamın ki fazıl bey,
(vurgula: utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.)
ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
evde cinayet, tramvay arabasında zina!
bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
ve ferman, kumardakı dört kralın buyruğu,
başkentler harıtası, yerde sarhoş kusmuğu!
geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
(vurgula: çatla sodom-gomore, patla bizans ve roma!)
öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
bitpazarinda sattık, kalkamaz artık kazan!
allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç;
serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.
bulbullere emir var: lisan öğren vakvaktan;
bahset tarih, balığın tirmandığı kavaktan!
bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
ah! küçükk hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
bir şapka bir eldiven bir maymun ve inkılap