hiçbir hazırlığımız olmadığı için çok fena bir durum.1859'da güneşte gerçekleşen bir patlama yüzünden dünya bu sorunun cevabını yaşamış. ama 1859'dan bahsediyoruz. o zaman elektriğin gerektirdiği işlerle bugünün gereklilikleri arasında çoook büyük farklar var. olay, carrington olayı diye kaynaklarda geçiyor. patlamanın şiddetinden güneş dünyaya 10 milyar atom bombası enerjisine denk gelen elektrikli gaz ve atom altı parçacıkları püskürterek, telgrafla iletişimin aksamasına ve elektrikli sistemlerin alev almasına neden olmuş. bu tarz bir olayı bugün yaşasak toparlanmak çok uzun sürebilir. olayı gerçekleştiği ana gidelim. bu şiddetten korunmak için olduğumuz yere yakın bir sığınağa ihtiyacımız olacaktır. ama evlerimizde, sokaklarımızda böyle önlemler hiçbir şekilde bulunmuyor. bu yüzden dışarıda kalanlar hasar alacaktır. sağ kalanlara gelelim. büyük şoku atlattıktan sonra hayatlarına bir şekilde devam etmeliler. her mevsimin kendine göre avantajı ve dezavantajı var. yaz mevsiminde olursa ciddi bir ısınma problemi çekmeyeceklerdir. ama buzdolabında muhafaza ettikleri besinleri kokuşmaya başlayacaktır. evlerimiz topraktan uzak olduğu ve toprağa gömülü küpler de bulunmadığından buzdolabında geriye kalan besinler oralara da koyulamayacak. besin aramak için marketlere gidildiğinde ise ne olacağını bilmiyorum açıkçası çok fazla senaryo var. amerikan sinemasında bize hep yağmacılığı gösterdiler. bizim halkımız o zor günlerde dayanışma içinde stok yapmadan güçlerini birleştirir mi bilemem. kış aylarına denk gelirse ısınma problemi çekilecektir. çoğumuz doğalgaz kullanıyoruz. eski günlerden sobalar da bodrumda, depoda falan duruyorsa ne ala. yeni yapılan birçok evde baca girişi diye bir şey yok mesela. bu güneş patlaması buzul çağı falan getirirse işler daha da karışacaktır.
