filmlerde ezan okunmaması – dertli sözlük
yılmaz erdoğan'ın tespiti.
ne demiş:
''türkiye'deki bir sette günde beş kez ezan için durursun, aziz allah dersin, beklersin, çay içersin ama filmde duyulmaz o ezan. bir yabancı buraya geldiğinde mutlaka bir istanbul sabahı uyanıyor, ezanı bir çeker. sen de batıcı kafalı biri isen 'bunlar da bizi böyle gösteriyor' dersin. yerelliğin bir numaralı şeyi din. gelişim olarak materyalist bir kampın ağırlığı söz konusu. buradaki materyalizmin bizdeki karşılığı laikliktir. bu iş din eşittir yobazlık denklemine kadar gitti. (b: hepimize yansıyan din deyince gözümüzün önüne cumhuriyet dönemi filmlerindeki deli, kötü kişiler geldi).''

tespitler doğru.
fakat tartışılması gereken filmlerde ezana yer verilmesi değil.
bu sektörün yapımcıları ezanı ne kadar biliyorlar.
hayır sonra güneş doğduktan sonra sabah ezanı okutuyorlar. komik oluyor. (http://www.haber7.com/haber/20091103/sabah-ezanini-oglen-okurken-vuruldu.php)
hem 'bir de ezan ekleserlermiş süper olurmuş' diyeceğim bir türk filmi seyretmiş değilim.
anlatabildim mi?
şu an için hayırlısı olan durumdur.
zira filmde ezan okunurken oyuncuların rolleri ezan adabına uygun değildir.
misal; büşra filminde ezan duyduk. ama ezan okunurken türbanlı büşra ve modern yaman'ın halleri hiç de hoş değildi.

batıcı kafalar, batıcı senaristler, batıcı senaryolar ezanımızdan uzak durmaya devam etsinler.
böyle bir şey olursa korkarım ki ezanı "moda" yaparlar.
sonra pek kıymetli "sanatçılarımız" konserlerine ezan ile giriş yapmaya kalkışırlar.
sıradaki ezan sevip de kavuşamamış insanlara gelsin hikayesi hayat bulur.
sonra ezana ciddi manada kıymet verenler olarak canımız yanar.
ezanıma dokunma diye meydanlara düşeriz.
dernekler kurarız.
bunun sonu iyi değil.
misal başörtüsü şuan moda öyle değil mi? ama kuran'daki gibi mi?
allah muhafaza.
beş vakit filminin bir istisnası olduğu durumdur. onda beş vakit okunur ama benim kriterlerime uymadı. halbuki bana türk sinemasındaki düzelmeye örnek olarak tavsiye edilmişti. buna da şükür mü demeli. nerde benim evliya filmlerim.
hasan kaçan twitter'da yazmış.
''bir: tvlerde, sinemalarda neşredilen fimlerinin fonunda ezan olsa ne yazar olmasa ne yazar. bu fimlerde ezan diil çan olması daha uygun. fonda ezan sesi, önde millet birbirine yumulsun. o onun karısıyla, öbürü onun kocasıyla... oh ne ala bi ezan sesiyle temizledik gitti''
namaz kılmadan i̇slamcı olduğunu söyleyen bir iki dene arkadaşımın nedense sinema ile ilgili bir muhabbet açıldığı zaman köpürerek dillendirdikleri olay. ezan okunsa, niye şöyle okunmadı, şurada hata var, yok şöyle, yok böyle; ezan okunsa, niye namaz yok; namaz kılınsa, bizim görüşümüze uygun değil, şeyhimiz bunun için şöyle dedi, böyle dedi, kitapta böyle bir şey yok...

sözün özü şu ki: ezan okunmamasından şikâyet eden i̇slâmcılardan biri, çıksın bir zamanlar anadolu'da gibi bir film çeksin, allı turnam yerine orada ezan dinleyelim.