göğü delen adam – dertli sözlük
(*)

biraz şişirilmiş, erich scheurmann kitabı.
bir kabile reisinin avrupa seyahatinden notlarını derlemiş.
yazıldığı dönem için batı insanında bir farkındalık oluşturmuş, yahu biz ne yapıyoruz böyle dedirtmiş olabilir belki ama bize pek yeni bir şey söylemiyor gibi geldi bana.
günümüz için de artık geri dönüşü olmayan pek çok unsura yönelik biraz boş eleştirileri var. hani elektriği de kapatıp karanlıkta oturmalıyız minvalinde eleştiriler. bizim şu an artık hayatımızın gerçeği olan şeylerle ilgili makul bir çözüm sunmadan kuru kötüleme durumu biraz manasız sanki. yine de oturup düşündüren, ne yapabiliriz dedirtebilen taraflarından faydalanılabilir elbette. kolayca okunuyor zaten.
abdurrahim yüce’nin tavsiyesi üzerine okuduğum kitaptır.

papalagi, “size ışığı getirdim” demişti. yüreklerimizi alevlendiren, duygularımızı mutluluk ve şükranla dolduran o güzelim ışığı. işığı bizden önce ele geçirmişti o. daha en eski atalarımız bile doğmadan önce aydınlıktaydı papalagi. ama o, başkaları aydınlansın diye ışığı elinin ucunda tutuyor. kendisi, kendi bedeni ise karanlığın içinde. işığı elinde tuttuğu için, ağzından tanrı’nın adını düşürmemesine rağmen yüreği tanrı’nın uzağında.” diyor kitabın son bölümünde.

samoa'nın haritadaki yerine bakınca, dünyanın geri kalanından izole bir yerde okyanusun ortasında olduğu görülüyor. kitabı okuyunca insan merak etmiyor değil, acaba şu an nasıl bir yer diye...
üniversite 1 de sosyoloji hocamız okutmuştu.
kitap bitince hoca nın yanına gidip, bence bu kitabı ilk defa avrupaya giden değil zaten oraya aşina olan ama eleştiren biri yazmış şunlar da delillerim deyip kitaptan göstermiştim.
kıymetli hocam da hiç böyle düşünmemiştim, haklısın demişti.
kıymetli hocam için;
(bkz:metin yüksel)