müzik dinlemek – dertli sözlük
gıda zehirlenmesine dikkat edilmesi gereken, ruhun gıdası."yıllarca opera dinlemediği için aşağılanmış olan dedemizin intikamını operada “uyan ey gözlerim gafletten” ilahisini dinleyerek aldığımızı sanıyoruz. ya da tasavvuftaki “zikr” yerine cazdaki “session” atmosferini koyarak evrensel durduğumuzu zannedebiliyoruz. beynimiz nasıl bilgi çöplüğüne dönebiliyorsa, ruhumuz da işte böyle zevk çöplüğüne dönebiliyor. müzik ruhun gıdası iken gıda zehirlenmesi kaçınılmaz olabiliyor."http://gencdergisi.com/966-muzik-ruhun-gidasidir-gida-zehirlenmesine-dikkat.html
işbu cümle şuracığa yazılırken klavyeden çıkan sesler de bir müziktir.

sanat caiz değildir yazarken çıkan ses mesela. müziktir. kakofoniktir ama müziktir.

eften püften her şeye caiz midir diye sorulmaz. kur'an'da çok soru soran ümmetlerin inkara vardıkları (maide 102) yazar ya. işte bazen bu sorulardır insanı inkara sürükleyen. allahın mübah kılıp sana bıraktığı (maide 101) şeylere yahudilerin inek mevzuu gibi caiz midir, nasıl yapmalı diye sorarsak, allah'ın bize kolay kıldığı dini ve hayatı zorlaştırırız. bir yerden sonra nefs 'eh bee' der. biz demesek bile sonraki nesiller der. dediler de nitekim.

müziğin miktarının, şeklinin, cinsinin, sesinin insan psikolojisine, kalbine, düşüncesine etkisini tartışmaya açıp çeşitli tavsiyelerde bulunabilirsiniz ama genel bir 'caiz midir' sorusu ve hükmü yanlıştır.
üstadın tabiriyle: "anladım işi sanat allah'ı aramakmış, marifet bu gerisi yalnız çelik çomakmış." müzik seni günaha götürmüyorsa cap caizdir. olması gerekir, olmalıdır.
ruhun değil nefsin gıdasıdır.

bu başlık gibi diğer sanat dallarına siyah feslinin bkz yaptığı başlıklarda ironi yapıp konuyu deşmek istediğini düşünüyorum.

evet müzik ruhun değil nefsin gıdasıdır. evet nefsinde helal gıdaya ihtiyacı vardır, helal yediğin yemekten zaikanın(lezzet kuvvesinin) telezzüz etmesi gibi, müsbet müzikle helal dairede keyf edilebilir. müziğin caiz olanı vardır amma caiz olmayanı, hatta haram ve muzır olanı da vardır.

faydası nefse nefes aldırmasıdır, herkes telezzüz etmiş tatmıştır o yüzden bu kısmında tafsile girmiyorum.

menfi yanında ise; mesela dünyevi hüzünlere gark eden,
şehevani hisleri uyandıran,
isyan, anarşi, ölçüsüz hürriyet hissi veren,
batılı tasvir eden, kötü tasvirlerle veya butlanları kulağa ve dolayısıyla kalbe ve nefse ders veren, dinleten bu veche yönlendiren,
bunlar caiz görülmemiş.

bu müzik meselesi eften püften birşey değildir zira bilumum gün boyu yapılan birşey olan müzik dinlemek elbette insanlara muazzam tesir ediyor, bunun hükmü çok ehemmdir. beş vakit namaz abdestle birlikte 1 saati alırken, sadece iş ve okul yollarında dinlenilen müziklere harcanan saat 2 saatten ziyade oluyor şu zamanlarda. oturduğun yerde, yürürken, tv başında kulağına girenleri de hesaba katmalı.

rabbin bir sineği ve daha adisini misal getirmekten imtina etmezse...insanın gün içinde bu kadar hemhal olduğu bir mevzuuya karşı eften püften demek elbette olmaz. caiz değil diyen ne kadar meselenin vuzuhunu örtüyorsa bunu diyende o kadar mevzuyu örtbas eder. kuran usulü izahtır, izah eder. furkan farkettirir, tefrik eder. hakka hak batıla batıl demek..yani siyaha siyah, beyaza beyaz gri ye de gri demek elzemdir. hatta gri içindeki açıklığa ''bu aklık beyazdan'', koyuluğa da ''bu siyahtandır'' demek lazımdır. üflemek püflemekle hakikat tavazzuh etmez.
müziğe erişimin kolaylığından şarkıları çok hızlı tüketip çok çabuk bıkıyoruz. bu yüzden bir tüketim biçimi olmuştur.

mesela köye gittiğimde özellikle bulaşık yıkarken radyoyu açarım. anlık beğendiğim bir frekans yakalarım ve dinlemeye başlarım. art arda beğendiğim şarkılar pek gelmez ama arada sevdiğim parçalar denk geldiğinde çok farklı duygular yaşarım. yani telefonda açmak gibi değil. normal hayatıma döndüğümdeyse yine keşfettiğim şarkıların suyunu çıkarmayı başarırım çünkü ben de bu tüketim kültürünün bir parçasıyım.