mızraksız ilmihal – dertli sözlük
mehmet efe'nin 80li yıllar islamcı genç kuşağın öyküsü diye tanımladığı roman'tik deneme. yine bir yandan o dönemi çok güzel yansıtan, çok duygusal, belki her mağdur başörtülü genç kızın içini okuyan pesimist bir hikaye... bir yandan oğlanla kız pastanede nası buluşurlar diye düşündürten, ya da işte aşkın o günahkar yanını, günaha yaklaştıran yönünü düşündürten, o zamanlar islamcı kitabevlerinin satmadığı, lanetlediği bir kitap.
(bkz:mızraklı ilmihal)
--- iktibas ---

"evet senin için ağlarım nurhan. senin için dua ederim, ikimiz için. bir kızın yüreği hangi dilden konuşur, bilmiyorum. ama benimle konuşmaya çalış benimle. bizleri farklı ve bir yaratan allah, anlaşılır da kılacaktır elbette. varlığmın her zerresiyle dinlerim seni, konuş ! düşlerini anlat bana. düşleri gördüren allah. hem biz konuşuruz zaten... kelimesiz, harfsiz bir dilin aramıza çiçekler serpiştirdiğini duymuyor musun nurhan?

ben de dirsek çürüttüm, ben de yutkundum; ben çok yutkundum nurhan, ama hiç yalan söylemedim. en azından son sekiz yıldır, polisler ve üzülmesinler diye aileme söylediklerim dışında hiç kimseye yalan söylemedim. hele sana! pırıltıları ruhuma yıldızlar serpiştiren gözlerine bakarak nasıl yalan söyleye bilirim ben?

ben dağlarda büyüdüm, ağaç diplerinde düşündüm çocukken.yuva yapan kuşlar gördüm nurhan. yapa bilirsin ki seni kadın olarak yaratmış allah

seni tarif edemiyorum nurhan! sen beni tarif ediyorsun... belki de kalu bela'dan beri tanışıyoruz biz ruhlarımız tanışıyor...

ben çiçekçi dükkanlarından çiçek alamam. sana çocukluğumun geçtiği dağlardan toplamak isterim çiçekleri. ama bunları söze dökemem, dökemem dökemedim, dökemiyorum... ama inan bana sen; ana dilimde; uğrunda bağdat halifesi ile tek başına savaşılan destandaki kadınsın...

ama biz savaşmak zorundayız nurhan! yaratılışımız bize yüklediği anlamlardan biri bu! kötülükle, yanlışlıkla, zulümle, insanlarla hakikatin arasına giren her şeyle savaşmak zorundayız. hayatsa ölümle bitmiyor; biliyorsun

korkma nurhan! çünkü allah "korkmayın" diyor."inanıyorsanız üstünsünüz..."
--- iktibas ---
hayatımı anlatan kitaptır.
gerek irfan'ın davacı ruhu sebebiyle, gerekse nurhan'ın o hüzünlü defteri olsun.
(*)
geçenlerde arkadaşım, "mızraksız ilmihaldeki gibi bir aşk olmayacak. bırak artık şu kitabı" falan demişti. (*)
ziyadesiyle güzel roman.20 küsür yıl öncesini çok akıcı bi üslupla anlatıyor yazar ve hala aşağı yukarı aynı çemberin içinde dönüp durduğumuzu hissettiriyor.