said bin müseyyeb – dertli sözlük
tabiun alimlerinin büyüklerinden bir zat. hz. ömer’in hilafet’e geçişinden iki ya da dört sene sonra doğmuş, hicretin yüzüncü yılında vefat etmiştir. zamanında yaşayan alimler onun için faküh’ül fukaha (hocaların hocası) lakabını uygun görmüşler. saîd, medine’nin meşhur yedi fakihinin (fukahâ-yi seb‘a) en önde gelenidir. basra’dan hasan-ı basrî, dinde bir müşkülü olunca, ona mektûb yazardı. medine’de herkes, o’na gelip fetvâ ister, haram ve helâli öğrenirlerdi. i̇mâm-ı şâfiî: "onun mürselleri, (sahâbiyi saymadan bildirdiği hadîsleri), bizim için huccettir, sağlam bir delildir." demiştir.

hayatı boyunca hiçbir sultanın davetini kabul etmemiş, abdülmelik gibi kudretli bir hükümdarın davetini üç defa geri çevirmiş, sultan mescidin kapıusında beklediği halde onunla görüşmemiştir. said bin müseyyeb bu hareketleriyle sultanların kibir ve gurularını kırmayı hedefliyordu.

sultan abdülmelik bin mervan, saîd bin müseyyeb’in kızını oğlu ve veliahdı velîd’e almak istediği halde o, ebû veda’a isminde sâlih, dînine bağlı bir fakîre vermişti. bu yüzden çok sıkıntılara katlanmıştı.
abdülmelik kendisinden sonra yerine geçmesi için iki oğlunu veliaht olarak gösterince said b. müseyyeb bu olaya itiraz etti, aynı anda iki kişiye halife olarak biat etmenin islam’a uygun olmayacağını söyledi. fakat bu büyük alim bu muhalefetinden dolayı elli kırbaçlık bir ceza aldı, saçı sakalı kesildi ve bir merkebe ters bindirilip şehrin sokaklarında dolaştırıldıktan sonra hapse atılmıştır.

emevî ailesinden yalnız medine valisi ömer bin abdülazîz’i sever ve ona değer verirdi. ömer b. abdülazîz, saîd’e danışmadan hiçbir konuda hüküm vermezdi. allah ebeden razı olsun.