(bkz:eski ahit)
içinde recm (taşlayarak öldürme) ayetinin de bulunduğu kitap.konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için: http://hakyolkuran.com/menudetay.php?id=443
yahudi şeriatında kadın, çocuk ya da hayvan fark etmeksizin, nefes alan her canlıyı katletmek helâldir. bu hakikât, tesniye bölüm 20 ve samuel 15'te sarih bir şekilde yazmaktadır. terörü meşru kılan yahudilik inancına sahip herkes, sadece filistinliler için değil, tüm dünya insanları için bir tehdittir.
yasa'nın tekrarı 20
"10bir kente saldırmadan önce, kent halkına barış önerin.
11barış önerinizi benimser, kapılarını size açarlarsa, kentte yaşayanların tümü sizin için angaryasına çalışacak, size hizmet edecekler.
12ama barış önerinizi geri çevirir, sizinle savaşmak isterlerse, kenti kuşatın.
13tanrınız rab kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin.
14kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. tanrınız rab'bin size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz.
15yakınınızdaki uluslara ait olmayan sizden çok uzak kentlerin tümüne böyle davranacaksınız.
16“ancak tanrınız rab'bin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız."
yukarıda kent halkına barış önerisi, her ne kadar makûl bir yaklaşım gibi gözükse de, aslında bu öyle bir teklif ki, kabul edildiği takdirde halk angaryasına, yani karın tokluğuna bir köle gibi bu sözde seçkin topluluğa hizmetkârlık yapacak. barış adı altında köle olmayı reddederlerse, onlardan hiç kimse canlı bırakılmayacak; kadın, yaşlı, çocuk olsalar bile...
75 yıldır filistin topraklarında yapılan tam da bu işte. özgürlüğü ellerinden alınmaya çalışılan halk, buna direniş gösterdiği için katlediliyor. bu katliam bir bebeğin canına mâl olacak olsa da, ayet 16'da soluk alan her canlının katlinin meşrulaştırılması nedeniyle fail hakkında bir sorumluluk olmayacak, aksine tanrının buyruğunu yerine getirmesi sebebiyle iftihar edecektir.
yasa'nın tekrarı 20
"10bir kente saldırmadan önce, kent halkına barış önerin.
11barış önerinizi benimser, kapılarını size açarlarsa, kentte yaşayanların tümü sizin için angaryasına çalışacak, size hizmet edecekler.
12ama barış önerinizi geri çevirir, sizinle savaşmak isterlerse, kenti kuşatın.
13tanrınız rab kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin.
14kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. tanrınız rab'bin size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz.
15yakınınızdaki uluslara ait olmayan sizden çok uzak kentlerin tümüne böyle davranacaksınız.
16“ancak tanrınız rab'bin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız."
yukarıda kent halkına barış önerisi, her ne kadar makûl bir yaklaşım gibi gözükse de, aslında bu öyle bir teklif ki, kabul edildiği takdirde halk angaryasına, yani karın tokluğuna bir köle gibi bu sözde seçkin topluluğa hizmetkârlık yapacak. barış adı altında köle olmayı reddederlerse, onlardan hiç kimse canlı bırakılmayacak; kadın, yaşlı, çocuk olsalar bile...
75 yıldır filistin topraklarında yapılan tam da bu işte. özgürlüğü ellerinden alınmaya çalışılan halk, buna direniş gösterdiği için katlediliyor. bu katliam bir bebeğin canına mâl olacak olsa da, ayet 16'da soluk alan her canlının katlinin meşrulaştırılması nedeniyle fail hakkında bir sorumluluk olmayacak, aksine tanrının buyruğunu yerine getirmesi sebebiyle iftihar edecektir.
bir başka örnek:
1. samuel 15:3
"3şimdi git, amalekliler'e saldır. onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.’"
tarihinde peygamberini testereyle kesmiş bir kavmin bugünkü torunlarının bir hastaneyi bombalamasına şaşırmamak gerek ancak parçalanmış cesetler, kopan uzuvlar, can çekişen bebek ve çocuklar insanın kalbinde zerre miktar da olsa bir titremeye sebep olmaz mı hiç? doğada ise vahşi olarak tanımladığımız bir hayvan bile avlanırken ilk darbeyi boyun bölgesine yapar ve avını hızlıca etkisiz hale getirirken; mezkur topluluğun 21. yy'daki soydaşlarının gerçekleştirdiği canice saldırıları insani hasletlerle nasıl izah edebiliriz? anlıyorum ki esfel-i sâfilîn bir güruh ile muhatabız, en aşağılık, en zelil, en sefil olanlarıyla...
1. samuel 15:3
"3şimdi git, amalekliler'e saldır. onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.’"
tarihinde peygamberini testereyle kesmiş bir kavmin bugünkü torunlarının bir hastaneyi bombalamasına şaşırmamak gerek ancak parçalanmış cesetler, kopan uzuvlar, can çekişen bebek ve çocuklar insanın kalbinde zerre miktar da olsa bir titremeye sebep olmaz mı hiç? doğada ise vahşi olarak tanımladığımız bir hayvan bile avlanırken ilk darbeyi boyun bölgesine yapar ve avını hızlıca etkisiz hale getirirken; mezkur topluluğun 21. yy'daki soydaşlarının gerçekleştirdiği canice saldırıları insani hasletlerle nasıl izah edebiliriz? anlıyorum ki esfel-i sâfilîn bir güruh ile muhatabız, en aşağılık, en zelil, en sefil olanlarıyla...
