the shawshank redemption – dertli sözlük
i̇şlenen bir suçun bedeli nedir? neyle ödenir? alınan bir canı yatılan yıllar karşılar mı?

filmin bu kadar çok sevilmesinin nedeni kurgusu, içreği değil. adamın yıllarca kazdığı tünel bundan kimseye bahsetmemesi, müdürle yaptığı rüşvet işi…zekice kurgulanmış, sabırla işlenmiş bir plan. tutulmasının nedeni bu.

bu durum aynı zamanda filmin ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. cezayı, hapishaneyi sorgularken izleyici sıkmıyor, aksine kurgusyla bağlıyor. diğer mesaj içerikli filmlerde olan sıkıcılık yok.

yıllarını hapishanede geçiren insanlar bir müddet sonra oraya ait oluyor, hapis hayatı oluyor. hayatı hapis olan birini hapishanede tutmak ceza mıdır? elli yıllını hapis yatan insan teskere alan asker gibi sevinç çığlıkları atarak kapıdan çıkıp gidebilir mi? dışarda artık onu bekleyen hiçbir şey yok. hiç bir şey bırakıp gittiği gibi değil.

bunu ilk örneğini brooks veriyor. çıkmasına birkaç gün kala arkadaşının boğazına bıçağı dayıyor. çıkmak istemiyor. halbuki herkes mahkumların o günü beklediğini düşünmez mi? neden çıkmak istemiyor? cevabı red veriyor o artık buraya ait.

ayrıca şartlı tahliye meselesi. red yirminci yılında, umutlu bir şeklide, memurlarının sorularına cevaplarken değiştiğini, akıllandığını söylüyor. otuzuncu yılında da öyle. red yirmi beş yaşında girmiş hapishaneye. kırkıncı yılında artık umurunda olmadan memurlarının karşısına geçiyor. bu sefer onların duymak istediklerini, yıllardır söylediklerini değil kendi düşüncelerini söylüyor. değişmediğini, keşke o çocukla (kendisiyle) konuşabilseydim şimdi… şartlı tahliye oluyor. kendi düşüncelerin kızgın biri oalrak söylüyor. kırk yıl yattıktan sonra hala değişip değişmediğini sormak.

kırk yıl sonra gelen özgürlük özgürlük müdür yoksa ceza mı?

red de brooks’un çalıştığı yerde çalışıyor. tulavelete gideceğinde hep izin istiyor. benim en çok sevdiğim replik. tuvalete gitmek için izin istemene gerek yok gitmek istiyorsan git. red aynı fikirde feğil. kırık yıl tuvalete gitmek için izin isteyen nasıl olurda bir anda buna alışabilir, normal gelebilir.

red de brooks gibi şartlı tahliyeyi bozmayı düşünüyor. brooks market müdürü vurmayı planlıyordu.

ama red’i bekleyen bir arkadaşı var. arkadaşının hayalleri, umutları var.

umut her şeydir.

red yoldayken duyduğu heyecanla, sabırsızlıkla özgür bir insan gibi hissediyor, hayatı hissediyor. artık özgürdür o.
uluslararası kabul görme anlamında en güvenilir sinema-tv dünyası sitelerinden imdb'de (http://www.imdb.com/) top250 film listesinde birinci sırada yer alan ve bunu dibine kadar hakeden filmdir.