dertli sözlük – dert söyletir
bugün bir yerde gördüm: “artık listelerinize kulak asmayacağım, tavsiye ettiğiniz hangi kitaba başlasam oku oku bitmedi” demiş biri. bir kitabı neden tavsiye ettiğini belirtmeyen hiçbir listeyi kaale almıyorum bu yüzden işte. yaz kardeşim, ne listesi bu; edebi, sanatsal, dini, ahlaki, siyasi, uzun, kısa :d neden sevdin, neden tavsiye ediyorsun? ben de ona göre okuyayım.
müziklerine genelde reklam filmlerinde aşina olduğumuz müzisyen. 2019 yılında huawei reklam müziğini yapmıştı. şimdilerde ise pierre cardin için aslında 2022'de hazırladığı müzik ile kulağımız şenleniyor. şenleniyor çünkü reklamlar çoğumuz için sinir bozucuyken müziği beni hoş duygulara sevk etti. 25m2 music production isimli ajans çatısı altında müzik üretmeye devam ediyor. onu farklı kılan doğu'nun egzotik tınıları ile elektroniği birleştirmesi.

bahsini geçtiğim reklam:
video
türkiye'de her türlü yapı vardır.tarikatler,cemaatler,sağcılar,solcular,ülkücüler, i̇slamcılar,milli görüşçüler, liberaller, vakıf ve dernek mensupları ..
genelde her güncel olayda twitter'da hakim çoğunluk din düşmanlığı yapan gruptur.dünyayı kendi yankı odalarından ibaret zannederler.
ethem cebecioğlu'nun tasavvuf terimleri sözlüğünde şu şekilde geçmekte:
"arapça, çırpınmak, sevinçten zıplamak anlamlarını ihtiva eden bir kelime. cürcanî, tarab'ı sevinç
veya hüzünden dolayı, insana gelen hafiflik diye tanımlar."
(bkz:ab-ı tarab)
röportajlarıyla ve iyi sorularıyla bilinen gazeteci.
trt'deki inci avcısı programında ismet özel ile yaptığı röportaja denk geldim. sözlük, büyük cilve dönüyor büyük!!
alend hazimin enfal katliamını anmak için okuduğu stran...

"ırak'taki saddam hüseyin rejimi tarafından yürütülen ve liderliğini ali hasan el-mecid'in yapmış olduğu, esas olarak kürtleri hedef alan bir operasyondur. enfal operasyonu kara harekâtları, havadan bombalamalar, yerleşkelerin sistematik bir şekilde yıkılması, toplu zorunlu göçler, idam mangaları ve kimyasal silah kullanımı içermiştir. bağımsız kaynaklar ölü sayısı üzerine 100.000 ile 150.000 üzeri gibi tahminlerde bulunurken, 100.000 kadar kadının dul kaldığı ve daha büyük sayıda çocuğun yetim kaldığı tahmin edilmiştir."
1990 yapımı bir whit stillman filmi.
i̇zleyeli herhalde iki yıl kadar oldu. i̇lk izlediğimde çok önemsememiştim. i̇zledim ve bitti zannettim ama şu günlerde fark ediyorum ki bitmemiş. bazı ikilemler yaşıyorum ve filmdeki diyalogları hatırlıyorum.
film breakfast club'a benziyor. gençlerin bir araya gelip çoğunlukla entelektüel sohbetler ettikleri bir film. ama olayı elbet daha farklı. tom ismindeki karakterimiz amerika'nın orta sınıf bir vatandaşı. bir şekilde yüksek tabakadan gençlerin arasına dahil oluyor. o gençler edebiyattan, sosyolojiden, ilişkilerden konuşurken bir yerde aslında ne kadar boş meselelere kafa yorduklarını fark ediyorlar. ilginç bir filmdi. galiba tekrar izleyeceğim. geçmişin hayaleti gibi geldi aklıma takıldı.

aklıma takılanı da anlatayım. uzuun süredir roman okumuyorum sözlük. sıkılıyorum. ya da kendimi sınırlıyorum. sanki vakit kaybıymış gibi geliyor. aslında sırf edebi yönümü ve anlatma becerimi geliştirme motivasyonuyla bile okuyabilirim. ama üşeniyorum galiba. sanki bunu tolere edebilirmişim gibi. metropolitan'da da tom karakterimiz de aynı böyle düşünüyordu. ona aşık olan kız da bu duruma karşı çıkıyordu. büyük burunlu -aslında toy- tom da, romanlara o kadar uzak olmadığını roman eleştirileri okuyarak hem romanı öğrendiğini hem de eleştirisine hakim olduğundan sanki dahice bir fikir gibi bahsediyordu. saçma olduğunu biliyorum. ama bu zihnime hakim oldu. bu düşünceyi desteklemesem de içine sıkıştım kaldım. neden bu kadar büyütüyorum bilmem! tom'a kızarken aslında tom'a benziyorum.
çok romantik bir şarkı sözü olduğunu düşünüyorum. yaşar'ın onbir ay parçasında geçiyor. devamında ise "gülü soluncaya, seni ölünceye.." şeklinde sürüyor şarkı.
ufak romantik jestler için harika fikir.
evliler filan değerlendirebilir. çok şanslısınız be evliler. aklınıza romantik bir fikir geldiğinde hemen jestlerin ulaşacağı biri var. (*) (*)
bir keresinde rüyamda gördüğüm bir ulu zat.
gördüğüm rüyaya bakılırsa rüya gerçek oldu gerçi.
rüyamda yakın bir arkadaşım evleniyordu. arkadaşım zahit kotku'nun gençliğiyle evleniyordu. beni neden çağırmadılar diyordum. şimdi bugünlerde o arkadaşım gerçekten evleniyor. aramız biraz limoni olduğu için bu konuya dair konuşmadık ve bana şahsi olarak davetiye göndermedi. hasılı rüya gerçek oldu. ben bu rüyayı bir ikaz gibi okumuştum. kim bilir nedir sebeb-i hikmeti? uyandığımda araştırdığımda gördüğüm yüz gerçekten o'nun gençliğiydi. bunu anlatınca sanmayın biz pek mübarekiz. allah hepimizi iyi kılsın.
sözleri ismail hakkı bursevi'ye ait bir eser. hafız osman öge tarafından bestelenmiş, bir harput türküsüne dönüşmüş.

ender doğan çok güzel söylüyor. linkini de paylaşmak isterdim ama maalesef sözlükte paylaşılan youtube ve spotify linkleri çalışmıyor.

bir leylinin mecnunuyum
alem anın divanesi
bir yusuf'un meftunuyum
her hüsnün olmuş anesi

kim ana duş oldu bugün
çıktı gözümden ay-ü gün
yağma olup sabr-ü sükun
buldu fena dilhanesi

bilmem ne hal-i sırdürür
her gördüğün ol birdürür
aşk ile daim pürdürür
can-ü dilin peymanesi

kalmaz cihan baki bize
arzetme afaki bize
bir camı sun sakı bize
ayılmaya mestanesi

bağ ile bostan istemem
huri ve gılman istemem
mulk-i süleyman istemem
besdir gönül viranesi

kan-i ezeldir çün özün
hakk-ı güherdir her sözün
sarfeyle gece gündüzün
gelsün ele dürdanesi

ah gönül vah gönül
hasta gönül sağ gönül
sendedir allah gönül
sendedir mevlam gönül
dünya tarihinde akışı değiştiren, çağ kapatıp çağ açan, peygamber efendimizin (sav) övgüsüne mazhar olan güzide şehir i̇stanbul'un fethinin yıl dönümünde kıymetli hocamız mehmet lütfi arslan'ın müstesna anlatımıyla trt türk'te ve youtube kanalında yayınlanan program.
i̇stanbulun fethinin 570. yılı ayasofya'da hatimlerle kutlanıyor.bugün saat 15 ile 16 arası hatim ve dua sonrasında saat 17:00 gibi de mehteran gösterisi var.hakkı demir aihl mehter takımı ayasofya'da meydanda mehter gösterisi yapacak.buyurun gelin.bekleriz.
14 mayıs 2023 cumhurbaşkanı seçimi'nde kesin bir sonuç alınamadığı için yapılan ikinci tur. ikinci tur türkiye tarihinde yaşanan bir ilk. recep tayyip erdoğan ve kemal kılıçdaroğlu arasında gerçekleşiyor.

şu an sandıklar kapanalı 2 saat oldu sonuç belli gibi. hepimiz için hayırlı olsun. ilk turdaki gibi bazı vicdansız kesimlerin kırıcı ve insafsız sözlerine, davranışlarına maruz kalınmaz, olgunluk sergilenir.

ilk tura baka sözlüğümüzde çok sakin, bu başlıkla yorumlar gelir umarım.
tek bir sebebi var chp'lilerin bu kadar kindar olmasının.çekemiyorlar.müslümanların hem güçlü olmasını hem de millete devlete devasa hizmetler yapmasını kabul edemiyorlar. çünkü onların kafa yapısına göre müslümanlar köle olmalı.
reis harika bir insan .bu ülke için yaptıkları sayarak bitiremeyeceğimiz kadar çok.ne yapsak hakkını ödeyemeyiz. dağları aştı ve yine aşacak allah'ın izniyle.
tdk'ye göre güncel halde bitişik yazılmakta.
(bkz:dilbilim)

dilin; ses, biçim ve cümle yapısını inceleyip kurallarını belirleyen bilim dalıdır.
(bkz:gramer)

dilbilgisini okumayı öğrendiğimiz andan itibaren kullanıyoruz. ama detaylara girdikçe özellikle sorumlu olduğumuz sınavlarda genelde öğrencileri zorlayan bir konu. aslında türkçe'nin dilbilgisi kuralları şematik olarak bakıldığında kolay. ama bütünselliği sağlayamıyoruz çoğunlukla.

sanki birbiri ardına gelen ve birbirine dolaşan hatırlanması güç şeyler. çalışırken türkçe veya i̇ngilizce için aynı durum geçerli. bir çözüm olarak masaya son kez çalışılacakmış gibi oturulmalı ve konulara şematik bakılmalı.

öğrencinin iş birliği yapma, takım çalışması gibi becerilerini geliştirmek için öğretmenler tarafından birden fazla kişiden oluşan gruplara verilen ödevdir.

hayatım boyunca grup ödevlerinden nefret ettim. i̇lk grup ödevimiz 4. sınıftayken verilmişti. ve o
kadar kötüydü ki. her kafadan ayrı ses, görev dağılımı yapmayı beceremiyoruz vs.

ortaokulda becerilerimiz daha çok gelişmişti ama bu sefer de etrafımızın daha çok farkındaydık. gruplarda illaki işten kaytaranlar ile işi sahiplenenler arasında bir uçurum oluyordu. bunu yönetme konusunu hala öğrenememiştik.

lisede aykırı öğrencinin biriydim. çok az arkadaşım vardı ve okul birinciliği koltuğunda tek başımaydım. bunun getirdiği çeşitli düşmanlıklar sebebiyle kimseyle birlikte ödev yapmak istemiyordum. o yüzden bu basamağın hakkını veremedim.

üniversitede eskiye nazaran daha geniş gönüllü ve işbirlikçi bir karaktere büründüm. tek ödev yapmayı hala seviyorum ama gerektiğinde grup ödevlerinde de dengeleri sağlamayı öğrenebildim. fakat ta ortaokulda yaşadığımız grupta kaytaranlar, özensizler ve işi sahiplenenler arasındaki uçurumlar mevcut.

grup ödevi yapmadan eğitim hayatı bitmiyor. aslında gerçek hayatın içerisinde grup ödevinin fazlası var. sosyal canlılarız. i̇ş birliği yapmayı öğrendiğimiz bu küçük görevler bize insanları tanımayı da öğretti. i̇ş hayatında da aynısı var: i̇şten kaytaranlar, ortalıkta iş yapar gibi görünenler ve işi sahiplenenler. i̇şi sahiplenenler genelde enayi sayılıyor. bu da dünyanın çelişkilerinden herhalde.
i̇ki gündür twitter'ı sallayan hesap. türlü iddialar var. şimdilik en akla yatanı bylock sızıntısı tweetlerin bulunduğu hesap. tweetleri görünce kafanızın içinde kv operasyon müziği çalıyor. he, unutmadan... fetö tarihin en aşağılık terör örgütüdür.
gönüllülük demişlerdi bir zamanlar.yani çok inanmıyorum.bence sadece kendi adamları ile çalışıyorlar.dışarıya açık değiller.
kamer adında genç bir arkadaşın rize’de bir dağ evinde yaşadığı hayatını gösterdiği bir youtube kanalı.
büyük ölçüde özendiğim bir hayat yaşıyor olmasından ara ara iç çekerek izlemeyi seviyorum. sadece tek başına yaşıyor gibi görünüyor olduğu için özenip özenmemek arasında kararsızım.
gezintiye çıkıp kendisine yenebilir bir şeyler ararken durup durup allah’ın sanatına dair fark ettikleri, ufacık görünen güzelliklerden aldığı haz, duyduğu heyecanı ekrandan görmek bile çok acayip hissettiriyor. çok keyifli.
bir meslek.

ve bir sayaka murata kitabı.
japon edebiyatına giriş için güzel bir başlangıç zannımca.