tarihte bir konumu olan insandır, sevip sevmemek muteber bir mevzu sayılmaz. tarihteki insanlara biraz belki akademik zaviyeden bakmak lazım. onları saymak, insan olmalarından kaynaklı bir yaratılan muhataplığı oluşturmak lazım ki duygusal kutuplaşmalar yerine fikri alışverişleri ikame edebilelim. güzel bir yazı paylaşayım: (http://www.zaman.com.tr/ahmet-selim/maresal_2093823.html)
sevmiyorum diyenlerin söyleyemediği günümüz özgür türkiyesinde(!) pek de sorulmayan bi soru.ne zaman böyle bi soru duysam aklıma ''kişi sevdiğiyle beraberdir'' sözü geliyor
sevmeyenin sevmediğini söylemekten neden çekindiğini anlayamadığım mevzu.
sevmek ile saymak hep beraber kullanılır. sevmek gönül işidir,saymak ise de sevginin sonucunda zuhur eder.ama aralarında büyük bir fark vardır.sevmeye engel olunamaz iken yasalarla da olsa saygı duymak zorunda bırakılır insan.
hayır desen günah değil evet desen sebep nedir?
bazı kesimler, kişilerce, gerektiğinde silah zoruyla ''evet'' cevabı verdirilmeye çalışılan soru.
çocukluktan beri hayır demenin hakaret olark algılandığı bir ülkede sıkça sorulan sorudur.
çocukken cevaben "okulda evet,evde hayır" dediğim soru.
"hem bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve kurân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yâdigârı olan ayasofya camiini puthaneye ve meşîhat dairesini kızların lisesine çeviren bir adamı sevmemek bir suç olması imkânı var mı?"
(bediüzzaman)
(bediüzzaman)