(bkz:hamakat)
"nefsini hevâsına tâbî kıldığı hâlde allâh'tan (hayır) umandır." (*)
düşünme, fikredebilme, farkedebilme, idrak edebilme, analiz edebilme gibi yetekeneklerden yoksun, bilgiye ulaşma ve ifade etme ihtiyaçlarını bilmeden konuşma ve inat etme ile karşılayan kişi.
bir misal vereyim;
yemek yiyoruz. tatlı niyetine de erik hoşafı var. erik büzüşmüş, hoşaf içinde şeklen hurmaya benziyor.
''aa, hurma hoşafı da mı yapılıyormuş. ilkkez gördüm, sen tattın mı hiç? nasıl acaba?'' diye soruyor.
olacaklardan habersiz, masumane cevaplıyorum: erik hoşafı bu. bir üzüm hoşafı değil ama güzel.
gülüyor, gülüyor ''hehehe olur mu yav, hiç böyle erik olur mu? hurma bu. hurma.''
inat etmiyorum, zaten karnım aç.
adam hoşafın suyundan alıyor ve 'ben demiştim' bakışıyla konuşuyor: bak, tatlı bu. hiç erik tatlı olur mu? hurma bu hurma?
söylebileceğim çok fazla söz yok. 'olabilir' diyorum, adam o coşkuyla tası kafasına dikiyor. içindeki iri hurma(!) tanesini sona bırakıyor. taneyi eliyle alıp ısıra ısıra güzelce yiyor, bir taraftan da 'hurma da yumuşacık olmuş, hoşafın huyu güzel ama tanesini beğenmedim'' diyor.
vee öyle bir tesbitte daha bulunuyor ki, yemeğini yemekle meşgul ben kafamı kaldırıp hayretle adamı seyrediyorum.
- bu nasıl çekirdek ya? hurma çekirdeği böyle olmaz ki? galiba cinsi farklı bunun. tadı da değişikti. acaba nerenin hurması.
- erik çekirdeğine benziyor, değil mi? diye sorasım vardı ancak bu bilgi fazlalığı adamın işlemcisini yakabilirdi, sormadım.
bir misal vereyim;
yemek yiyoruz. tatlı niyetine de erik hoşafı var. erik büzüşmüş, hoşaf içinde şeklen hurmaya benziyor.
''aa, hurma hoşafı da mı yapılıyormuş. ilkkez gördüm, sen tattın mı hiç? nasıl acaba?'' diye soruyor.
olacaklardan habersiz, masumane cevaplıyorum: erik hoşafı bu. bir üzüm hoşafı değil ama güzel.
gülüyor, gülüyor ''hehehe olur mu yav, hiç böyle erik olur mu? hurma bu. hurma.''
inat etmiyorum, zaten karnım aç.
adam hoşafın suyundan alıyor ve 'ben demiştim' bakışıyla konuşuyor: bak, tatlı bu. hiç erik tatlı olur mu? hurma bu hurma?
söylebileceğim çok fazla söz yok. 'olabilir' diyorum, adam o coşkuyla tası kafasına dikiyor. içindeki iri hurma(!) tanesini sona bırakıyor. taneyi eliyle alıp ısıra ısıra güzelce yiyor, bir taraftan da 'hurma da yumuşacık olmuş, hoşafın huyu güzel ama tanesini beğenmedim'' diyor.
vee öyle bir tesbitte daha bulunuyor ki, yemeğini yemekle meşgul ben kafamı kaldırıp hayretle adamı seyrediyorum.
- bu nasıl çekirdek ya? hurma çekirdeği böyle olmaz ki? galiba cinsi farklı bunun. tadı da değişikti. acaba nerenin hurması.
- erik çekirdeğine benziyor, değil mi? diye sorasım vardı ancak bu bilgi fazlalığı adamın işlemcisini yakabilirdi, sormadım.