evlenmek

bir çok sosyal faktör yüzünden, ailelerin ve gençlerin kriterlerinin değişmesi ve beklentilerin yüksek tutulması sebebi ile zorlaştırılmıştır. öncesinde ve sonrasındaki kaygıların giderilememesi ile devamı da sorun hale gelmiştir. istatistikler evliliğin ilk 3 yılını kurtaranların boşanma oranında düşüşe dikkat çekse de ilk yılında hatta ilk aylarda boşanma oranlarının yüksekliği tahammülün azaldığı ve boşanmanın artık, korkulan, çekinilen, utanılan bir olgu olmaktan çıkıp nasıl nasıl normalleştiğini de göstermektedir.

herşeyden önce evlenmek "sünnet"tir. peygamberimiz sav. "ben ahirette ümmetimin çokluğuyla övüneceğim" buyurmuşlardır.

" zevc min ud hayr min kuud / kuru bir hurma dalı gibi de olsa eşinin olması bekarlıktan iyidir " demiş araplar.

evlenen evlenene. dünya evine girmek tabiri ile anlatılan ailelerin birleşmesi durumu.sırgüccüksır yazarımızın düğününü fikirbabası olmasa, güccük yazarımızı da sır kişisi olmasa öğrenemeyecektik.gerçi öğrensek de ne değişecek ki diye sorarım içten içe kendime. tanınmadığın bir düğüne davet edilmek ne kadar mantıklı görünmese de...haklarında hayırlısı olsun, allah mutluluklarını daim etsin, yüzleri, ömürleri ve bahtları hep gülsün ve hayırlı olsun dileklerimi iletir, düğünlerinden sonra yazılacak entrylerine artı vereceğimi dile getiririm. :)

istatistiklere göre sözlükte devamlılığı sekteye uğratan medeni hal.
lakin hiçbir şey için geç değil.
bu gidişata dur denilebilir.
dertli'nin tüm evli sözlük yazarları toplanın.
hem evli hem dertli olunabileceğini gösterin. (*))
not:tabi bu arada zevc ve zevcelerin hakkına girmeden, şahsi vakitlerden kırpıp ortak vakitlerden çalmadan.)

merhametiniz yoksa asabiyetiniz narsizminiz varsa evlenmeyin arkadaş sonra facialar oluyor.

hadislerde "imanın yarısını tamamlamak" olarak geçen durum. gün geçtikçe "elalem ne der" kaygısı ile zorlaşıyor. eşyanın en iyisi, en kalitelisi, eksiksizi olmalı; altınlar havada uçuşmalı; en pahalı, gösterişli gelinlik giyilmeli; lüks mekanlar tutulmalı gibi gibi uzuyor liste. bunlar yapılmazsa elalem ne der? elalemin ağzına laf vermemek her şeyden önemli tabii. düğün sonrası senelerce bitmeyen borç ödemeleri, bunun stresi ile geçimsizlik alıp başını gidiyor. evlilik başlı başına zor bir sorumlulukken baştan eksilerde başlanması tuzu biberi oluyor. kanaatkar olabilmek gerekli.

bir yazıya denk gelmiştim. "makyajsız gelin olur. çalgısız düğün olur. bol gelinlik olur. sade ev olur. güzel ahlak ve kalbe şifa kitaplar çeyiz olur. 'insanlar ne der?' diye kahrolası bir put vardır diyor ya ismet özel, eğer o putu baltayla yıkarsak her şey olur."

allah o putu yıkabileceğimiz insanlar çıkartsın karşımıza. salih ve salihalardan olmayı nasip etsin.

kıytırık devlet memurluğunda bile işe başlamadan önce yalandan da olsa heyet raporu isteniyor. evlilik öncesinde özellikle psikolojik açıdan ciddi ciddi en az 6 aylık bir psikolojik takip ve eğitim gerekli. evliliğe hazırlık süreci her iki taraf için de şart. ve boşanmaların en çok yaşandığı ilk yılda hakemlik rolünü yitirmiş ailelerden bağımsız olarak psikolojik ve manevi danışmanlık desteğinin verilmesi gerekiyor evli çifte. ama tabi daha önce bu hizmeti verecek maddi ve manevi donanımda insan yetiştirmek lazım.
(bkz:zor işler)

ben bu insanla imtihan edilmek istiyorum diyerek baslanilmasi gereken düzen

bu meselede beni epey güldüren kısa bir hikaye nakşetmek istiyorum.

bir bilgeye sormuşlar:
- sonsuza kadar yaşamak istiyoruz, ne yapmalıyız?
+ evlenin demiş bilge.
– o zaman sonsuza dek yaşar mıyız yani?
bilge cevap vermiş:
+ hayır ama bu arzunuz kaybolur.