sevgililer günü – dertli sözlük
para tuzağı olduğu gerekçesiyle kutlamamanın pek de doğru olmadığını düşündüğüm gün. şöyle ki;
bir gün minibüse binmiştim.yaşlı bir amca geldi parasının olmadığını fln söyledi yardın istedi.bir genç uzattı para verdi.adam gittikten sora yaşını başını almış birisi gence: "insanların duygularını sömürüyolar.çalışabilir niye para veriyosunuz.eminim ihtiyacı bile yoktur" dedi.ardından genç de "ben ihtiyacı olup olmadığını düşünerek vermedim.yardım etmek istedim yardım etme duygum şu an çok rahat." dedi.
ee ne alaka şimdi diyebilirsiniz.bu duygu sömürrek para kazanma işlerinde olaya iki türlü bakmak lazım.bir bunun çirkin bir olay olduğunu düşünmek, birde adamlara para kazandırmamak için para harcayan insanın düşüncesini anlamak.ne yani diyelim ki bir kısım insanlar kurban bayramını fırsata çevirip bütün malları bir ay önce alsa üzerine kar koyup pahalıya satsa buların bu tutumu yüzünden almamalı mıyız? veya camilerde toplanılan paranın arasıra cebe indirildiğini duyuyoruz.bunu yapan insanları(!) düşünüp camilere para vermemek mi gerekir?

ayrıca sevgililer günü kutlamasını yapmamalı isek gelenek göreneklerimizde olmadığı için yapmamalıyız.zira bizde bugünkü anlayış ile "sevgili" dahi yoktur.birbirini seven iki insan ilk fırsatını bulduğunda evlenir.

(bkz:evrensel kültür)
eğer ismi sevgi günü olarak genelleştirilseydi, doğum günü gibi acaip hediye toplanabilirdi. böyle çok kısıtlı.
epeydir almayı düşündüğüm bir ürün vardı. geçtiğimiz hafta satın alma niyetiyle mağazasına gittim. fiyat yüksek geldi, kafamdaki fiyatı söyledim, hiç yanaşmadılar, zarar ederiz dediler. ben de bu fiyata mutlaka bulurum dedim, almadım. (*)(*)
sonra bugün aynı mağazanın yanından geçerken gördüm ki sevgililer gününe özel indirim yapmışlar. girdim, aynı ürünün fiyatını sordum. indirimdeymiş benim kafamdaki fiyattan çok daha aşağıda bir fiyata satın aldım. (kaldı ki mezkur ürün hediye niyetiyle alınacak bir ürün değil.)

velhasıl;
yaşasın indirim günleri.
müslümanlar olarak, başta bu gün olmak üzre, bu tür 'özel günler'e, eziklik psikolojisine benzer, bir kafa karışıklığı içinde yaklaştığımızı düşünmeye başladım.

şöyle ki;

evvela günün çıkış noktası olarak batı kaynaklı bir hikaye buluyoruz.
bu hikayeden mülhem günün bir para tuzağı olduğundan dem vuruyoruz.
sonra bizde bu olmaz, şu olur gibi tevil yollarına başvuruyoruz.

bununla ilgili en güzel örnek, ibrahim özdabak ın sevgililer günü karikatürü.
(http://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-frc3/t1/1743728_10151890528976714_808021634_n.jpg)
be abicim, madem bugün batılı ve bizde yok, neden tevil edip her cuma'ya yayıyorsun? saçmalık değil mi?

hadi onu geçtim;
doğum günü kutluyorsun, anneler gününü kutluyorsun...
onlar da aynı kültürün ürünü.
karşı olduğun şey sevgililik müessesesi mi? o halde bunu dile getir, cesaretin mi yok?

ezcümle; kafalar çok karışık.
tanımlayamadığımız ve sınırlarını ölçemediğimiz karanlık meydanlarda rastgele bağırmakla meşgulüz. bağırdıkça rahatlıyoruz çünkü.
sevgili kelimesine başka başka manalar yüklense de, bütün dünyada genelgeçer bir şekilde evlilik dışı ilişki yaşayan kişiler için kullanılıyor. yok zevcem benim sevgilim filan gibi kıvırmalara gerek yok.yani özetle, gayrımeşru bir ilişki çeşidini onaylamış oluyorsunuz bu günü gündeme alarak. müslüman için düşünülebilecek bir şey değil.
tonlarca kirmizi ayicigin satildigi gun. hediyeyi alanlar artik bikmislardir pelus ayiciklardan diye dusunuyorum.