sükut – dertli sözlük
hazreti isa efendimize sormuşlar din nedir diye. din on kısımdır, dokuzu sükut biri tevazu demiş. o derece önemli yani sükut. ah bu dili ne yapmalı.
asla popüler olmayan tavır.
yazılarda ve sözlerde, her ne kadar çok sık bahsedilse de sûkut'u tatbik eden insan sayısı çok az. (sûkuttan bahsetmek popüler, susmak zor iş)
(bkz:[entry]18275[/entry])

öyle ki; tamamen zıt iki fikri savunmak-konuşmak dahi aynı anda popüler olabilir. fakat sûkut asla popüler olmaz. çünkü popüleritenin varlık sebebi olan iddia, sûkutta yok. haliyle iddiadan beslenen gösteriş de yok.
sanırım pervaneler gibi sukut da ancak gerçek aşıklar onu biliyor
vakti ile üç pervane varmış bir gün mum alevini görmüşler ve ona yaklaşmak istemişler;
ilk pervane yaklaşmış ve uzaklaşmış aşk çok sıcak demiş.
ikinci pervane daha da yaklaşmış derken kanadının biri yanmış ve yere düşmüş, aşk yakar demiş.
üçüncüpervane ise gözünü kırpmadan kendini mumun ışığından alevine salmış işte gerçek sükut onda ama oda artık o değil. gerçek aşkı bilenler anlatamazlar. ancak aşkı tattığını sananlar onu anlatmaya cüret ederler. sükut ancak yanmakla elde edilir ki yanmayan yüreklerin yandığını sanım sükuttan bahsetmesi ise ne gülünçtür.
bu dahi benim de yanmadığımı gösterir.
özür dilerim...
selametle...
dilinde kemik erimesi rahatsızlığı olanların etrafa rahatsızlık vermemeleri adına girişmeleri gereken eylem.
hep ikrardan geldiği zannedilendir. hâlbuki bazen inkardan da ileri gelir. marifet sükût edenin ikrar mı yoksa inkar mı ettiğini anlayacak bir gönül kıvamına sahip olmaktır.
bir merhaledir. ağzın içi ya selâmet ile mutmain, ya da çam kırığı ile doludur. cinsiyet arası bir değişkenlik göstermez. sükut insana mahsus bir hâl. susmak ise iki cinse mahsus bir hâl. bir kadın susarsa fena sonrası, bir erkek susarsa öncesinde fena bir şey olmuştur. ama sükut ôyle değildir. şey ve şeyler içermez, içerse de bilinemez, renk vermez çünkü.