kalp – dertli sözlük
i̇mam-ı rabbanî hazretleri buyuruyorki:

"kalb, allahü teâlâ'nın komşusudur. allahü teâlâ'ya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. mümin olsun, asi olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. çünkü, asi olan komşuyu da korumak lazımdır. sakınınız, sakınınız, kalb kırmaktan pek sakınınız! allahü teâlâ'yı en ziyade inciten küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günah yoktur. çünkü, allahü teâlâ'ya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir. i̇nsanların hepsi, allahü teâlâ'nın köleleridir. herhangi bir kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. her şeyin biricik maliki, sahibi olan efendinin şanını, büyüklüğünü düşünmelidir. onun mahlukları, ancak izin verdiği, emir eylediği kadar kullanılabilir. i̇zni ile kullanmak, onları incitmek olmaz. hatta, onun emrini yapmak olur." (mektubat-ı rabbani, c.3, m.45)
herkeste olan lakin kimisinde aslını kaybetmiş kara bir taş gibi duran ,kimisinde en ihlaslı vuruşuyla çırpınan çarptığı her anda rabbini bulandır.
"ya mukallibel kulub!...sebbit galbi ala dinik" gibi yüce bir tazarru ile kalblerin evirip çeviricisine sığınmanın kaziyyetinin kendi manası içerisinde toplandığı mukaddes kelime..zira kalb o dur ki, sürekli değişir...rabbim dini üzere sabit kılsın...
kalp insanlarda 4 odacıklı olup atar ve toplar damarlardan oluşan bir organımızdır... bu biyolojik yönü idi.... kalbimizin 2 yönü vardır maddi ve manevi... maneviyat agır basarsa kalb-i hayata erişmiş olursunuz...
âlem-i emirin birinci merhalesi olan kalb, yani gönül, sol göğsün iki parmak altında olup, çam kozalağı'na benzer..
"kabe bünyad-ı halil âzerest
dîl nazargâh-ı ekberest."
molla cami


kalb-i mübin arş-ı rahman'dır
anı yıkmak ziyade tuğyandır.
ümmü sinan
nazargah-ı ilahi. yani allah-u teala'nın baktığı yer.

i̇nkilap kökünden gelmekte olup, sürekli inkilap eden, dönen, değişen manalarını içerir. bu yüzden rasulullah (s.a.v.): "ya mukallib el kulub, sebbit kalbi ala diynike", "ey kalpleri dilediği gibi döndüren allah'ım. kalbimi dinin üzerine sabit kıl!" buyurmuşlardır.