melamilik – dertli sözlük
melamet: kınamak, ayıplamak, sitem etmek manalarına gelir.
melamilik yoluna bağlı olan kimselere melami denir.
özünde iddia sahibi olmamak vardır.
bazıları tasavvufi bir ekol olmadığı görüşündedir.
muhyiddin-i arabi'nin vahdet-i vucud görüşünden beslendiği söylenir.
kendilerini belli etmeden halk içine karışmayı adet edinmişlerdir.
kısaca felsefelerini şöyle özetleyebiliriz: “melamilik bir nevi felsefi görüş ve bu görüşle hayatı yorumlayış ve yorumladıkları bu hayatı yaşama çabalarıdır. bu açıdan melami, her türlü gösterişten ve dünya malından yüz çeviren, dervişliği, rindçe yaşamayı kendine ilke edinen kişidir. dünya kaygısından, ahiret korkusundan uzak kalmak, kendini allah’a vermek o’nun başlıca düşüncesidir."
en güzel yol seyyidimiz muhammed-i arabinin aleyhisselam'ın yoludur. o halk içinde hak ile olabilmek için türlü çeşit hallere girmedi. halk içinde hak ileydi. cübbesi sarığı da üstündeydi. birisi seni cübbe sarığınla görse, azizlese de sen kendi aczini, fakrını, günahını bilirsen, bu sana tesir etmez. bir söz var idi: iki dünya bir araya gelse, inandıramaz ki ben sahib-i kemalim. işte bu kadar. kişi ne mal olduğunu bilirse, dış görünüşü yüzünden nefsine bir kibirde gelmez. böyle halden hale girmeye de gerek kalmaz. ya olduğun gibi görünmek, ya göründüğün gibi olmak mertliktir. mertlik iyidir. mukaddes bir ameli niyetten gösterip, kırk mukaddes ameli o niyete yem etmek, ya meczupların, ya zındıkların işidir. meczupsa hoş görürüz. zındıksa def ederiz. tabi anlaşılırsa. anlaşılmazsa da münafıktır. netlik iyidir. yaşatır. fitne flu işler zulmün bir perdesidir.