müslümanların mizahtan anlamayışı – dertli sözlük
1. başarı kriterimiz ne ve burada -başarılı yız- derken hangi kesim kastediliyor (muhafazakarlar mı, diğerleri mi) ? ( çünkü -müslümanların- deyip, yok ben şu kesimi kastediyorum denilince komik oluyor.) öncelikle başlıkla alakalı olduğu için belirteyim dünyanın en büyük karikatürü bize ait. (google a yazdığınızda çıkar) yok dersiniz ki bu bizden değil, siz bilirsiniz? şimdi edebiyat ve kimya olmak üzere nobel almış iki vatandaşımız var. kimya ödülü alan ülkemizde üniversitesini bitirdikten sonra anadoluda doktor olarak çalışmış ve bu ödülü almasında ülkesinde almış olduğu eğitimin çok yararı olduğunu da belirtmiş. yakın zamanda kaybettiğimiz halil inalcık yurtdışında izinden gidilen ekol olmuş önemli bilim insanlarımızdan. bunun dışında yine kimya ile alalalı olarak dünyadaki en büyük karbon elyaf (stratejik bir ürün) üreten tesis ülkemizde.(yabancı ortakla da olsa) bunların dışında da bir çok önemli tesis ve gelişme mevcut. yeterli mi? tabiki değil. bu tip üretim ve çalışmaları istikrarlı bir şekilde arttırabilmemiz lazım. ancak yeni yeni orta derecede kapitalistleşmiş ( gelişmiş) bir ülke olarak da sermaye sıkıntısı yaşıyoruz. belki bir 40 yıl önce sermaye olmadan kopya üretimlerle bir şeyler yapılabilirdi ama şu an uluslararası anlaşmalar yüzünden üretilen en ufak tarım ürünün üretiminden pazarlanmasına onlarca sorunu aşmaya çalışıyoruz. bu anlaşmalar yok sayıldığında ticaret yapamıyoruz. yani sermayemiz olmuyor ve yukarıda bahsedilen alanlara istikrarlı yatırım yapamıyoruz. şu ana kadar yapılanlar yeterli değil tabi ki ama hiç birşey yapmıyor da değiliz. yani başarıya ulaştığımız noktalar var.2.i̇slami kesim aynaya bakmıyor meselesine gelelim. bunun sosyolojik olarak incelenmesi gereken bir mesele olduğu kesin. ama kısaca durumun özeti şudur; islami kesime bırakın cumhuriyetin kuruluşunu 1800'lerin başından beri gösterilen bir fotoğraf vardı. bu fotoğrafı gösterip -siz busunuz, hahahaha. geri kalmışlar- deyip dalga geçiliyordu. bunu yapan yabancıdan çok kendi içimizden çıkan insanlar hatta yöneticilerdi. işlerine geldiğinde bu kesimin etinden sütünden herşeyinden yararlanıp işlerine gelmediğinde fotoğrafı gösterip dalga geçilip, aşağılanıyordu. bu halk on yıllar hep bunu sineye çekti usulünce mücadele etti. evet, belki kendi içinde gülünecek durumları vardı ve kendileri de gülüyorları ve hatta hala öyle ama bu insanlara bunun utanılacak bir şey olduğu aşılandı hep. yeni yeni onların olmasa da onlara yakın olduğunu iddaa eden insanların yaptığı şeyleri görüyorlar. biraz zaman tanımak lazım. emeklemeden yürümek o kadar kolay değil.3.selçuk erdem demişsiniz. evet, selçuk erdemin biraz sivri hoşlanmadığım ve bir çok kişinin hoşlanmadığını bildiğim karikatürleri var ama hoşlandığımda birçok karikatürü var. yaşamını ya da başka bir şeyini araştırmadım (araştıracak da değilim ) yaptığı işleri de ayrıntısıyla bilmiyorum ama bu onu -bizden değildir- yapmaz. selçuk erdem, erdil yaşaroğlu vb. karitürsitlerde bu ülkede yetişti, bizim dilimizi konuşyorlar, güldürüyorlar, yetmez mi bizden olmaları için?4. fransada, danimarkada dinimizin ana değerlerine ve bizlere hakaret eden ağır karikatürler çizildi. şimdi ben bunlara dayanarak. sizin attığınız başlığı -....(halk,din,mezhep vb.)ların mizahtan anlamayışı- diye yazsam mantıklı olur mu? olmaz, değil mi? o zaman başlığı atarken bunu belirtin sonra girdiğiniz enrtyde değil.5.eğer kastettiğiniz yanar döner dalkavuklarsa ki öyle anlaşılıyor. böyle insanlardan zaten sağlıklı bir mizah anlayışı beklemeniz yanlış. velev ki dalkavuk sayalım hepsini ve yapsınlar. siz gülmeseniz de, adamlar batmıyorsa beğeneni var demektir. ve zevkler ve renkler tartışılmaz. bu da bir çeşitliliktir. üzülmek yerine sevinmek değil belki ama en azından aşağılamamak da gerekir. yanlış hatırlamıyorsam muhafazakar kesimin belki çok sevmeyeceği bir karikatüriste sorulmuştu. -işte başka dergiler çıkıyor, satışlarınız düşüyor mu,rahatsız mısınız felan gibi- adamda -niye rahatsız olalım, bu bir zenginlik daha çok tabana yayılıyor, uzun vadede hepimizin yararına- gibisinden şeyler söyledi. biraz da bu açıdan bakalım.6. restoran isimleri konusunda yabancı isimler yerine ben bu isimleri tercih ederim. hele ki anadolunun küçük bir şehrinde aval aval gezen ne için geldiklerini anlamadığım ingiliz turistleri gördükten sonra. adamlar öyle yerler arıyor birazda. bunun dışında kavramların içi boşaltılıyor ama diyebilirsiniz. yine ikinci maddeye dönecek olursak. bu millet 80 senedir bu kavramların içini dolduracak bilgiden mahrum kaldı. şimdide zamazingo proflar ya da popüler kültür avcısı yanar döner yazarlardan öğrenmeye çalışıp bu kavramlara anlam katmaya çalışıyor. yani kimsenin bir şey yarıştırdığı yok herkes ya kendince sahip çıkıyor ya da para böyle yapmakta deyip öyle yapıyor.7. -şöyle yaparsak mizah kalitesi yükselir vs.- diyecekler bizler deyiliz. bunu o ilk entryde bahsettiğiniz insanların kendisine sorması lazım ama onlar da sizin bahsettiniz kafadaysa (hepsi olmasa da) bu zor. ancak sanatla azda olsa ilginen biri olarak şunu diyebilirim. bir sanat dalının ülkede gelişmesini istiyorsanız o sanat dalını herkesin yapabilmesini sağlamalısınız. yani en fakirinden en zenginine ,kadınından erkeğine, yaşlısından gencine ve toplumun herkesimine öyle yayılmalı ki farklı,güzel, orjinal işler çıksın; o alanda istikrarlı bir çizgi yakalanıp başarı sağlansın.çok uzun yazdım, belki aklımdaki herşeyi çok da net dökemedim ama umarım anlatabilmişimdir. yani bu tip işlerde biraz olumlama yaparak bir yerlere varmaya çalışırsak daha iyi olur ama tabi ki romantikliğe kaçmadan ve ütopik hayaller peşinde koşmadan.
müslümanlara ciddi haksızlık edilen bir yargı.

her insan gülmek, neşelenmek ister. ama bu mizahı nasıl yaptığın, çerçeveyi nasıl çizdiğinde alakalı bir şey.

şunu net olarak söylüyorum ki halkımızda/bizde ciddi bilgisizlik var. çok ciddi.

dinimizi bilmiyoruz. bilmeyince ya bir şeyleri sallamayan ''o kadar da değil'' haline giriyoruz ya da ''bu ne terbiyesizlik, bu ne ciddiyetsizlik, bu ne laubalilik...'' oluyor.

orta yolu tutturmak lazım. mizah çok önemli. mizahta üslup çok daha önemli.
anlamadığı için değil ama mizahı yapmak için çok sınırı olduğu için popüler mizah kadar güldürmediğinden öyle görünüyor olsa gerek.yalan olmayacak, iftira olmayacak, küfür olmayacak, belaltı espri olmayacak... bugün çok gülünen 'ne varsa bunlarla dolu. yine de çok keskin zekalar tabi ki kaliteli mizah yapabilir onların da çok sayıda olmadığı acı bir hakikat.