takva

sevdiğinden çekinmek, mahbûbundan utanmak demektir..

dini vecibelerin en üst seviyede yapılması.

nefsi, ahirette kendisine zarar verecek şeylerden korumak demek olup muhtelif dereceleri vardır:

1. şirkten uzak durarak ebedi azabdan korunmaktır. "allah onları takva sözü üzerinde durdurdu." el feth 48/26 ayet-i celilesi bu manadadır.

2. bütün günahlardan kaçınmaktır. "eğer kasabaların halkı inanmış ve bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı.."el araf 7/96 ayet-i kerimesindeki takva bu anlamdadır.

3. kendini allah ile olmaktan engelleyen herşeyden el etek çekmektir. "allah'tan hakkıyla korkun." al-i i̇mran 3/102 ayetinde istenen gerçek takva da budur. (*)

yaşlı teyzelerimizin yaptığı dua;

takva ile azıklandır,helalinden rızıklandır ne çok verip azdır, ne az verip arattır... (amin)

gunumuzde istismar edilmeye calisilan bir kavram.

hatırı sayılır film festivallerinden ödülleri olan, konusu cemaatin iç işlerinin bir kısmını anlatan erkan can gibi kaliteli oyuncunun baş rolünü oynadığı türk filmi. saadettin ustaosmanoğlu bir röpörtajında film hakkında "içi bal dolu kavonozu dışarıdan yalamak" şeklinde bir yorum getirerek filmin cemaatin sadece yüzeysel tarafını anlattığını, özünden uzak olduğunu belirtmiştir. benim aklımda kalan sahne ise muharrem karakterini oynayan erkan can'ın kira paralarını toplamak üzere gittiği araba tamircisinde sofradaki rakı bardağını görüp yüzünün buz kesme sahnesidir. i̇zlenmesi tavsiyedir.

bir ameli, bir ibadeti ne için yaptığını sorgulamış, bunun bilincinde yaşayama gayret etmiş insanların sahip olduğu ve o insanlara üstünlük sağlayan kavram.

muhammed esed'in özlü bir biçimde: (bkz:allah a karşı sorumluluk bilinci) olarak çevirdiği ifade.

dinde hassas olmaktır. her halinde bu hassasiyeti gösterebilmektir. ruhsatlarla değil, azimetlere göre amel etmektir. ibadetleri sadece bedenle yapmak değil, bedene kalbi de iştirak ettirmektir.

(bkz:etkıya)