evlenmemekte diretip kardeşinin nasibini de kapatan abi ya da abla.
kızın çarşaf giymemesi mesela. aaa o nasıl şeydir demeyiniz. kiminin on gram altın için, kiminin isteğim mobilya olmuyor diye dert ettiği, içinde bulunduğumuz şu devirde, i̇nancı uğruna sevgisinden vazgeçen insanlar var.burdan etti mi bi de sana 'evlilik yolundaki engeller' (bkz:inançlar)kim bilir; belki cübbe sarık giymediği için istenmeyen beyler de mevcuttur..
çok fazla beklenti içinde olmak, kolay beğenememek, karar verme aşamasında çok da önemli olmayan detaylara fazlaca anlam yüklemek, hayatta hiçbirşeyin mükemmel olmayacağı düşüncesini kendisi için geçerli olmadığına inanma düşüncesi(görünürde öyle olmadığını düşünür ve nefsini ikna edemez buna), nefis muhasebesi yapamama, kendini yeterince tanıyamama, maddi engellerden daha tehlikeli engellerdir bunlar
nasip...sonuçta bu işler hesap işi değil nasip işi...
evlilik yolunda bir engel yoktur. sadece vakit gelmemiştir.
kız tarafının adeta başlık parası gibi masraf çıkarması.
temelde üç farklı sebep, engel olarak yazabiliriz bunları.
birincisi; hakikette engel olmayan fakat gençlerin tecrübesizliklerinden dolayı engel dedikleri şeyler. misal; gençler anlaşmıştır fakat aslında bir hayal dünyasında yaşamaktadırlar. birbirlerine uymaları imkansızdır. aileler engel olmaya çalışır fakat nafile.. 4-5 yıldır görüştüklerini söylerler, birbirimizi tanıdık derler fakat hakikat öyle değildir yani evlilik daha başka bir hayat biçimidir. var böyle gençler. 4-5 sene birbirlerine aşk mesajları yazıp evlendikten 4-5 ay sonra şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanan müslüman gençler var. allah muhafaza etsin.
ikincisi; iş, meşgale gibi yuva kurmak için zaruri şartları tamamlamamış olmak ve evlilik ile ilgili hiçbir teşebbüste bulunmamak, evlilik yaşının ilerlemesi. bu durumda yaş çok ilerlemedikçe bir sakınca yok.
bu sebepten bekar yaşayanlar, bunu dert etmemeli.
üçüncüsü; her anlamda evliliğe hazır olunduğu halde engellerle karşılaşmak.
bunlar da, kişinin kendisinden kaynaklı engeller ve harici engeller şeklinde ikiye ayrılır.
kişinin kendisinden kaynaklanan engeller ''zor beğenme'', ''acelecilik yahut ehemmiyet vermeme'', ''eş kriterlerinin(eş adayı seçimi) yanlış olması'', ''-aile başta olmaz üzere büyüklerle, tecrübelilerle istişaresiz hareket''.. ve sair.
harici engeller ise;
kızının iyiliği adı altında bazen esas olanı ihmal edebilen kız babası, oğluna eş mi kendine gelin mi seçtiğini bilmeyen ve gelin adayını tamamen kendi penceresinden değerlendirip esas olanı ihmal eden erkek annesi.
bir şekilde yanlış yönlendiren diğer çevre.
bir de son dönemde her kesimden müslüman gençlerde görülen bir ''önce birbirimizi tanımalıyız'' engeli var. bu en meşru olanında nişan-söz süresini uzatmak şeklinde oluyor. (3-5 yıl birlikte takılıp, sonra ailelere haber verme durumlarından bahsetmiyorum bile) bu süreçlerin de çok uzaması hem evliliğe engel hem de evlilikte mutluluğa engel.
bunun çünküsünü uzun uzun yazamam, bu süreci keyfi sebeplerle uzatıp evliliği geciktirenlere pişman olup olmadıklarını sorun. birkaçı hariç hepsi pişman olduklarını söyleyeceklerdir.
yani evlilik sürecine girildikten sonra yapılan yanlışlar da, bir tür engel olarak gençlerin karşısına çıkıyor.
tabii esas olan tecrübedir, nasiptir, istişaredir hayırlısıdır.
rabbimiz gençlerin evlilik süreçlerini engellerle değil nimetlerle-hayırla doldursun.
birincisi; hakikette engel olmayan fakat gençlerin tecrübesizliklerinden dolayı engel dedikleri şeyler. misal; gençler anlaşmıştır fakat aslında bir hayal dünyasında yaşamaktadırlar. birbirlerine uymaları imkansızdır. aileler engel olmaya çalışır fakat nafile.. 4-5 yıldır görüştüklerini söylerler, birbirimizi tanıdık derler fakat hakikat öyle değildir yani evlilik daha başka bir hayat biçimidir. var böyle gençler. 4-5 sene birbirlerine aşk mesajları yazıp evlendikten 4-5 ay sonra şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanan müslüman gençler var. allah muhafaza etsin.
ikincisi; iş, meşgale gibi yuva kurmak için zaruri şartları tamamlamamış olmak ve evlilik ile ilgili hiçbir teşebbüste bulunmamak, evlilik yaşının ilerlemesi. bu durumda yaş çok ilerlemedikçe bir sakınca yok.
bu sebepten bekar yaşayanlar, bunu dert etmemeli.
üçüncüsü; her anlamda evliliğe hazır olunduğu halde engellerle karşılaşmak.
bunlar da, kişinin kendisinden kaynaklı engeller ve harici engeller şeklinde ikiye ayrılır.
kişinin kendisinden kaynaklanan engeller ''zor beğenme'', ''acelecilik yahut ehemmiyet vermeme'', ''eş kriterlerinin(eş adayı seçimi) yanlış olması'', ''-aile başta olmaz üzere büyüklerle, tecrübelilerle istişaresiz hareket''.. ve sair.
harici engeller ise;
kızının iyiliği adı altında bazen esas olanı ihmal edebilen kız babası, oğluna eş mi kendine gelin mi seçtiğini bilmeyen ve gelin adayını tamamen kendi penceresinden değerlendirip esas olanı ihmal eden erkek annesi.
bir şekilde yanlış yönlendiren diğer çevre.
bir de son dönemde her kesimden müslüman gençlerde görülen bir ''önce birbirimizi tanımalıyız'' engeli var. bu en meşru olanında nişan-söz süresini uzatmak şeklinde oluyor. (3-5 yıl birlikte takılıp, sonra ailelere haber verme durumlarından bahsetmiyorum bile) bu süreçlerin de çok uzaması hem evliliğe engel hem de evlilikte mutluluğa engel.
bunun çünküsünü uzun uzun yazamam, bu süreci keyfi sebeplerle uzatıp evliliği geciktirenlere pişman olup olmadıklarını sorun. birkaçı hariç hepsi pişman olduklarını söyleyeceklerdir.
yani evlilik sürecine girildikten sonra yapılan yanlışlar da, bir tür engel olarak gençlerin karşısına çıkıyor.
tabii esas olan tecrübedir, nasiptir, istişaredir hayırlısıdır.
rabbimiz gençlerin evlilik süreçlerini engellerle değil nimetlerle-hayırla doldursun.
merhametsiz birine denk gelme korkusu.
damat adayının memur olmaması, özel sektörde çalışıyor olması.
damat adayının sülalesinin mafya çıkması.
damat adayının sülalesinin mafya çıkması.
evlenenlerin elle tutulur bir kısmının boşandığını görmek.
