mütediyyin kesimin evladlarını emanet ettiği eğitim yuvası. bir keresinde dolmuşa binmiştim. cuma namazına yetişmek için şoföre uyarılarda bulundum. i̇mam hatipli olmama rağmen "imam hatip mezunu musun?" diye sormuştu. bu kadar kötü durumda mı bu memleket..
bir daha oku deseler yine okumak isteyeceğim tek okul(*)
bir davanın okuludur. bu dava haktır.
ilk açıldığında insanları gözyaşlarına boğan okul...
hayreddin karaman, imam-hatip okullarının açılışını şöyle anlatır ki etkilenmemek mümkün değildir:
“ã‡orum’da dellã¢llık yapan derviş hüseyin amca vardı; gözü yaşlı, sakallı hoş bir insandı, allah rahmet eylesin. eskiden duyuruları, ilanları onlar yaparlardı, canlı olarak; ‘dellã¢l’ denirdi onlara -doğrusu ‘dellã¢l’dır, ‘tellã¢l’ değil-; meydanlarda dolaşarak “ilan olunur†diye söze başlar, resmi duyuruları halka okurlardı. yıl 1951’di. bir baktım, bizim dellal hüseyin amca, ilan yapıyor ve ‘imam-hatip’ diye bir şeyden bahsediyor. hemen koştuk, dinlemeye. işte ‘demokrat parti iktidara geldi, 7 merkezde imam-hatip okullarının açılmasına karar verdi, bu okullarda ortaokul ve liselerde okutulan dersler okutulacak, bunlara ek olarak da...’ diyor ve aynen şöyle devam ediyor: ‘bunlara ilaveten kur’ã¢n-ı kerim dersleri okutulacak, elhamdülillã¢h’ ve ağlıyor. ‘fıkıh okunacak inşaallah’, ağlıyor. bu okullarda okunacak ulã»m-u islã¢miye’yi tek tek sayıyor ve her birinin sonunda ya tekbir getiriyor, ya şükrediyor, tesbih ediyor ve ağlıyor. ‘ya rabbi, bu günleri de mi görecektik’ diye hamdediyor. ben de adamcağızı takip ettim; tam üç kere dinledim. hemen koşup eve geldim, karar verdik ve ardından konya’ya gittim.â€
hayreddin karaman, imam-hatip okullarının açılışını şöyle anlatır ki etkilenmemek mümkün değildir:
“ã‡orum’da dellã¢llık yapan derviş hüseyin amca vardı; gözü yaşlı, sakallı hoş bir insandı, allah rahmet eylesin. eskiden duyuruları, ilanları onlar yaparlardı, canlı olarak; ‘dellã¢l’ denirdi onlara -doğrusu ‘dellã¢l’dır, ‘tellã¢l’ değil-; meydanlarda dolaşarak “ilan olunur†diye söze başlar, resmi duyuruları halka okurlardı. yıl 1951’di. bir baktım, bizim dellal hüseyin amca, ilan yapıyor ve ‘imam-hatip’ diye bir şeyden bahsediyor. hemen koştuk, dinlemeye. işte ‘demokrat parti iktidara geldi, 7 merkezde imam-hatip okullarının açılmasına karar verdi, bu okullarda ortaokul ve liselerde okutulan dersler okutulacak, bunlara ek olarak da...’ diyor ve aynen şöyle devam ediyor: ‘bunlara ilaveten kur’ã¢n-ı kerim dersleri okutulacak, elhamdülillã¢h’ ve ağlıyor. ‘fıkıh okunacak inşaallah’, ağlıyor. bu okullarda okunacak ulã»m-u islã¢miye’yi tek tek sayıyor ve her birinin sonunda ya tekbir getiriyor, ya şükrediyor, tesbih ediyor ve ağlıyor. ‘ya rabbi, bu günleri de mi görecektik’ diye hamdediyor. ben de adamcağızı takip ettim; tam üç kere dinledim. hemen koşup eve geldim, karar verdik ve ardından konya’ya gittim.â€
dertli yetiştiren ocak. en azından bir zamanlar öyleydi. hala da adam olan için o işlevi yerine getirebilecek bir yerdir. ama eskisi gibi değil hiç bir şey.
imam ve hatip yetiştiren lise.