bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri, huylardır. akademik dilde karşılığı etik'dir. ama etik kavramı ahlak kavramının içini doldurmaz. zira etik olaya maneviyat katmaz, ahlakda maneviyat esastır.
mumla aranma evresini geçtiğimiz çağda tamamlamış, günümüzde mikroskop yardımıyla yer yer nadir olarak gördüğümüz bir nevi insan tamamlayıcısı.
etikleşmiş olan.
(bkz:önce ahlâk ve maneviyat)
ahlak kavramı günümüzde çokça tartışılan bir kavramdır. bu tartışmaların temelinde yatan sebep ise bilgisizliktir. kavramın etimolojik kökenini bilmemekten kaynaklanan tartışmaların neredeyse tamamı dönüp dolaşıp cinsellikte tıkanır kalır. öyleyse herşeyden önce "ahlak" kavramının ne demek olduğunu anlayalım:
günümüzde yunanca kökenli etik kavramı ile değiştirilmeye çalışılan "ahlak " kavramı, arapça bir kelimedir. kelimeyi lengüistik açıdan incelemeyi bir kenara bırakıp, semantik açıdan ele aldığımızda, bu kavramın: "yaratılıştan getirilen ve fıtrat tarafından özümsenen özelliklerin bütünü" anlamına geldiğini görmekteyiz.
dolayısyla "insan ahlakı"; doğuştan getirilen tüm özellikler ile insan tarafından özümsenen tüm yaşamsal tecrübelerin, insanın ruhunda birleşip eriyerek, iyi ve kötü yönleriyle dışa yansımasıdır. toplum ahlakı ise bu durumun kitlesel olarak ortaya konmasıdır.
günümüzde yunanca kökenli etik kavramı ile değiştirilmeye çalışılan "ahlak " kavramı, arapça bir kelimedir. kelimeyi lengüistik açıdan incelemeyi bir kenara bırakıp, semantik açıdan ele aldığımızda, bu kavramın: "yaratılıştan getirilen ve fıtrat tarafından özümsenen özelliklerin bütünü" anlamına geldiğini görmekteyiz.
dolayısyla "insan ahlakı"; doğuştan getirilen tüm özellikler ile insan tarafından özümsenen tüm yaşamsal tecrübelerin, insanın ruhunda birleşip eriyerek, iyi ve kötü yönleriyle dışa yansımasıdır. toplum ahlakı ise bu durumun kitlesel olarak ortaya konmasıdır.
allah'ın yaşayın dediği şekilde yaşamaktır.ahlakı tanımlamaya ihtiyaç yoktur.kur'an ve hadisler bize ahlakı zaten tanımlamıştır.kur'an ve sünnet çizgisinde yaşarken,hayattan edindiğimiz tecrübelerde ahlak anlayışımıza katkıda bulunur.temel çizgi kur'an ve sünnet çizgisinde yaşamaktır.
görüntü ve cümlelerde ihtişamını korusa da, uygulamada dibe vuran çok insan gördüğüm kavramdır.
olaylar ve durumlar karşısında insanın vicdanıyla yüzleşirken çıkacak sorunlar nedeniyle -farkında olmadan- koyduğu kurallar bütünüdür.böyle bakılırsa ahlak bireyseldir.her ferdin vicdanına göre değişir.vicdan bir nevi ahlakın kontrol mekanizmasıdır.eğer yaptığım bir hareketten dolayı benim vicdanım sızlamıyorsa benim ahlak anlayışıma göre o şey ahlakidir.
lakin benzer olaylara benzer tepkiler veriyor, benzer durumlarda birbirine yakın hisler taşıyorlarsa aile de bir ferddir, toplum da bir ferddir.bu ferd-i manevinin de bir vicdanı vardır, dolayısıyla bir ahlak anlayışı da zaman içinde gelişir.ve kendine bağlı ferdleri de bu ahlak anlayışına göre şekillendirir.
lakin benzer olaylara benzer tepkiler veriyor, benzer durumlarda birbirine yakın hisler taşıyorlarsa aile de bir ferddir, toplum da bir ferddir.bu ferd-i manevinin de bir vicdanı vardır, dolayısıyla bir ahlak anlayışı da zaman içinde gelişir.ve kendine bağlı ferdleri de bu ahlak anlayışına göre şekillendirir.