bulunduğu ortamdakiler gibi hareket etmeye alışmış her hangi bir şeyi sorgulamadan olaya dahil olan insanların ruh hali.
düşünceden uzak kararlar.
bir entrye hoş ya da boş oy verilince seri halde aynı entryi oylamak.
kendi aklından korkması kendisine öğretilmiş bünyelerin sahip olduğu psikolojidir.
örneğin, kur an-ı kerim devamlı olarak tekvinã® ayetleri gözler önüne sererek evreni ve yaşamı sorgulatırken bizlere, bizler korkularımızın zebunu olmuş durumdayız.
"aman dinden çıkarım" korkusuyla, düşünmeyi kendimize yasak etmişiz. hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz ve sırf birileri: "alimdir, büyüktür" dediği ve bir kaç efsanevã® halini hikayeleştirip bizlere anlattığı için sevdiğimiz -ya da sevdiğimizi zannettiğimiz- insanların, hangi cesaretle düşündüklerini ve yorumlar yaptıklarını, yaptıkları yorumlar sonucunda neden dinden çıkmadıklarını, hiç hesap etmeyiz. işte budur sürü psikolojisi.
bilim, fen, teknoloji gelişmiş olsa da bu bizi bağlamaz... hã¢l㢠"kokusu kötüdür, o halde sarmusak hükmündedir, öyleyse hükmen mekruhtur" tarzı hükümlere iman eder -birazda işimize geldiği için- "ã¢limlik eskidenmiş, şimdikiler güvenilir değil" diyerek sürü psikolojisinden çıkmamak için elimizden geleni yaparız.
kur an-ı kerim önümüzdedir. onlarca tefsiri ve binlerce meali elimizin altındadır. üç beş otoritenin çevirilerini seçip de -korkumuzdan dolayı- okuyamayız... cesaret edip okuyanların ve "öğretilen ile kur an-ı kerim de yer alanın farklı olduğunu keşfedenlerin" sesini kesmek için ise, onları derhal "merdud" ilan ederiz. işte budur sürü psikolojisi.
sürüleştirilmiş, üretmeyi, düşünmeyi, icat etmeyi çoktan terk etmiş olan müslümanların halidir sürü psikolojisi...
allah aşkına söyler misiniz, afrika da milyonlarca dolarlık elmasların üzerinde yaşayıp da, açlıktan ölen afrikalılardan ne farkımız var?
edit: son cümleyi alakasız gibi görenlere şöyle bir hatırlatmada bulunayım; elimizde kur'an-ı kerim gibi bir elmas var, ancak bundan istifade edemeyerek hã¢l㢠kısır tartışmaların içinde boğuluyoruz. (örn: tavuktan kurban olur mu, okeyde çifte gitsem haram mı? gibi...)
örneğin, kur an-ı kerim devamlı olarak tekvinã® ayetleri gözler önüne sererek evreni ve yaşamı sorgulatırken bizlere, bizler korkularımızın zebunu olmuş durumdayız.
"aman dinden çıkarım" korkusuyla, düşünmeyi kendimize yasak etmişiz. hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz ve sırf birileri: "alimdir, büyüktür" dediği ve bir kaç efsanevã® halini hikayeleştirip bizlere anlattığı için sevdiğimiz -ya da sevdiğimizi zannettiğimiz- insanların, hangi cesaretle düşündüklerini ve yorumlar yaptıklarını, yaptıkları yorumlar sonucunda neden dinden çıkmadıklarını, hiç hesap etmeyiz. işte budur sürü psikolojisi.
bilim, fen, teknoloji gelişmiş olsa da bu bizi bağlamaz... hã¢l㢠"kokusu kötüdür, o halde sarmusak hükmündedir, öyleyse hükmen mekruhtur" tarzı hükümlere iman eder -birazda işimize geldiği için- "ã¢limlik eskidenmiş, şimdikiler güvenilir değil" diyerek sürü psikolojisinden çıkmamak için elimizden geleni yaparız.
kur an-ı kerim önümüzdedir. onlarca tefsiri ve binlerce meali elimizin altındadır. üç beş otoritenin çevirilerini seçip de -korkumuzdan dolayı- okuyamayız... cesaret edip okuyanların ve "öğretilen ile kur an-ı kerim de yer alanın farklı olduğunu keşfedenlerin" sesini kesmek için ise, onları derhal "merdud" ilan ederiz. işte budur sürü psikolojisi.
sürüleştirilmiş, üretmeyi, düşünmeyi, icat etmeyi çoktan terk etmiş olan müslümanların halidir sürü psikolojisi...
allah aşkına söyler misiniz, afrika da milyonlarca dolarlık elmasların üzerinde yaşayıp da, açlıktan ölen afrikalılardan ne farkımız var?
edit: son cümleyi alakasız gibi görenlere şöyle bir hatırlatmada bulunayım; elimizde kur'an-ı kerim gibi bir elmas var, ancak bundan istifade edemeyerek hã¢l㢠kısır tartışmaların içinde boğuluyoruz. (örn: tavuktan kurban olur mu, okeyde çifte gitsem haram mı? gibi...)
kurdun nefesini ensesinde hissetmek.
herkes atlarsa ne yapayım tek başıma ben de atlarım arkadaş' mantığı.
kim var denildiğinde sağına soluna bakmadan 'ben varım'diyemeyen insanların psikolojisi
elle gelen düğün bayram demek
(bkz:topluluk ruhu)
saçmalığı savunan insan gruplarıyla, hayvanları kıyasladığınızda doğayı baş tacı kılan kıymetli bir psikolojidir. çünkü en azından biliyoruz ki bir koyun önündekini izleyip akıntıya kapılıyorsa o onun "kapasitesindeki" en doğru şeydir.