hadis-i şerif.
fusus'ul hikem'de, hadis'in hakikatinden şöyle bahsedilir;
''insanların çoğu bu dünyada, gözleri kör, kulakları sağır, kalbi hasta ve anlayışları sisli olmaları nedeniyle gerçek varlıklarını kendi nefs perdeleriyle örtmüşlerdir. bu nedenle bir nevi gaflet uykusundadırlar. öldüklerinde perdeler tamamen kalkar ve böylece gaflet uykusundan uyanırlar. işte o zaman, tüm alemin hakikatinin ne olduğunu açık seçik görüp bilirler.
bu dünyada böyle bir uykudan uyanmak mümkün müdür? evet, mümkündür. bu dünyada insanlar ancak fena/yokluk ile ''ölmeden önce ölüp'' beka/hakk ile dirilince bu uykudan uyanırlar.''
(*)
(bkz:ölmeden önce ölünüz)
fusus'ul hikem'de, hadis'in hakikatinden şöyle bahsedilir;
''insanların çoğu bu dünyada, gözleri kör, kulakları sağır, kalbi hasta ve anlayışları sisli olmaları nedeniyle gerçek varlıklarını kendi nefs perdeleriyle örtmüşlerdir. bu nedenle bir nevi gaflet uykusundadırlar. öldüklerinde perdeler tamamen kalkar ve böylece gaflet uykusundan uyanırlar. işte o zaman, tüm alemin hakikatinin ne olduğunu açık seçik görüp bilirler.
bu dünyada böyle bir uykudan uyanmak mümkün müdür? evet, mümkündür. bu dünyada insanlar ancak fena/yokluk ile ''ölmeden önce ölüp'' beka/hakk ile dirilince bu uykudan uyanırlar.''
(*)
(bkz:ölmeden önce ölünüz)