annesi rus babası alman çocukluğu ve gençliği japonya'da ve japon kültürü etkisi altında geçen amerika düşmanı, go oyunu ustası nicholai hel'in mistik güçlere, seri katiliğe uzanan ve cia-ana şirket ile olan savaşının anlatıldığı 1979 yılında yayımlanan trevanian tarafından yazılan kitap.
farklı milletlerin etkisinde kalan ama kendisini hiçbirine ait hissetmeyen hel annesinin japon bir general ile arkadaş olması sonucu şibumi felsefesiyle tanışıyor.
"olağan görünümler altındaki gizli üstünlük" veya "kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçak gönüllülük" olarak tanımlanıyor kitapta şibumi.
general ile dostluğu, go oyunu altında aldığı eğitim ve generalin başına gelenlere kadar bir kitap sonrasında ise bambaşka bir kitap okuyoruz. yazarın dili, anlatım tarzı, içerik, kurgu hepsi muazzam bir okuma keyfi veriyor. üzerine uzunca konuşulabilecek hususlara da atıf yapıyor; güç nedir? bir zamanlar distopya olarak bizlere sunulan yazılım dünyası artık gerçekliğe mi dönüştü? güzel nedir ve güzelliğin nitelikleri nedir? benim kitaptan çıkardığım maddelerin birkaçı.
cia'in kullandığı yazılım sistemi, şişko, bir nevi big brother ve person of interest havası içeriyor. yazılım sistemi vatandaşları renklere göre kategorize ediyor siyah makbul vatandaş; isyan etmeyen, olayların farkına varmadan yaşayan ve eflatun en tehlikeli vatandaş nicholai hel gibi. fakat, bunları neye göre belirlediğini açıklamıyor. sistem listeyi sunuyor ana şirket başı diamond'da okuyucuya açıklıyor.
ayrıca, cıa'i kontrolü altında tutan ana şirket, petrol zengini ülkelerle iş yapıp onları koruyan görevde ve 70lerden günümüze güzel atıflar yapıyor. bir nevi amerika eleştirisi.
kitapta go oyunu büyük bir yer kaplıyor ki kitabın her bir bölümünün adı go oyun terminolojisinden oluşuyor. baş karakterimizin ilgilendiği spor dalı var; mağaracılık. okurken (hikayenin ortasında 100sayfadan fazla bir bölüm mağarada geçiyor ve sadece mağara yolculuğu anlatılıyor) biraz gereksiz görmüştüm ama sonra anladım ki bu insanın acziyetini anlatmak için yazılmış bir bölüm.karakterimiz bizlere kahraman olarak sunulmuyor onunda korkularının olduğunu anlamamızı istiyor yazar. çünkü mağarada kendi özel şatosunda olmayan(*) karanlık korkusu, yükseklik korkusu, böcek korkusu, kapalı alan korkusu ve birçok korku var.
okunup üzerinde uzunca sohbet edilecek bir kitap.
farklı milletlerin etkisinde kalan ama kendisini hiçbirine ait hissetmeyen hel annesinin japon bir general ile arkadaş olması sonucu şibumi felsefesiyle tanışıyor.
"olağan görünümler altındaki gizli üstünlük" veya "kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçak gönüllülük" olarak tanımlanıyor kitapta şibumi.
general ile dostluğu, go oyunu altında aldığı eğitim ve generalin başına gelenlere kadar bir kitap sonrasında ise bambaşka bir kitap okuyoruz. yazarın dili, anlatım tarzı, içerik, kurgu hepsi muazzam bir okuma keyfi veriyor. üzerine uzunca konuşulabilecek hususlara da atıf yapıyor; güç nedir? bir zamanlar distopya olarak bizlere sunulan yazılım dünyası artık gerçekliğe mi dönüştü? güzel nedir ve güzelliğin nitelikleri nedir? benim kitaptan çıkardığım maddelerin birkaçı.
cia'in kullandığı yazılım sistemi, şişko, bir nevi big brother ve person of interest havası içeriyor. yazılım sistemi vatandaşları renklere göre kategorize ediyor siyah makbul vatandaş; isyan etmeyen, olayların farkına varmadan yaşayan ve eflatun en tehlikeli vatandaş nicholai hel gibi. fakat, bunları neye göre belirlediğini açıklamıyor. sistem listeyi sunuyor ana şirket başı diamond'da okuyucuya açıklıyor.
ayrıca, cıa'i kontrolü altında tutan ana şirket, petrol zengini ülkelerle iş yapıp onları koruyan görevde ve 70lerden günümüze güzel atıflar yapıyor. bir nevi amerika eleştirisi.
kitapta go oyunu büyük bir yer kaplıyor ki kitabın her bir bölümünün adı go oyun terminolojisinden oluşuyor. baş karakterimizin ilgilendiği spor dalı var; mağaracılık. okurken (hikayenin ortasında 100sayfadan fazla bir bölüm mağarada geçiyor ve sadece mağara yolculuğu anlatılıyor) biraz gereksiz görmüştüm ama sonra anladım ki bu insanın acziyetini anlatmak için yazılmış bir bölüm.karakterimiz bizlere kahraman olarak sunulmuyor onunda korkularının olduğunu anlamamızı istiyor yazar. çünkü mağarada kendi özel şatosunda olmayan(*) karanlık korkusu, yükseklik korkusu, böcek korkusu, kapalı alan korkusu ve birçok korku var.
okunup üzerinde uzunca sohbet edilecek bir kitap.