1984 – dertli sözlük
filminde müstehcen sahne boldur. lisede felsefe hocamız izletmişti. mübarek, filmin anca yarısını izleyebildik o da parça parça. o kadar yani. sonra hoca demesin mi evde kendi başınıza izleyin diye. neymiş efendim önemli konuşmalar hep o sahnelerde geçiyormuş. biz de filmi boş verdik kitaba geçtik böylesi daha makbul dedik. iyi de ettik...
bu kitabı okuduktan sonra iki gün kendime gelememiştim.kitabın,insanı etkisi altına alan bir havası var.
komünizm gelirse ne olur diye yazılmış, komünizm karşıtı propagandalarda kullanılmış bir kitap. ama şimdi bakıyorum da kitaptaki her şey gerçek oluyor komünizm geldi de haberimiz mi yok?
film gerçekten açık sahnelerin çok fazla olduğu bir kurguda. yönetmen filmde çıplaklığı özel hayatın ifşası, özel hayata müdahale gibi mevzulardan ötürü kullanmış. şuan günümüz türkiye'sindeki mevzu da özel hayata müdahale. 1984, 1949 yılında yazılmış bir kitap 2013 yılında 1949 yılındaki kara propagandanın aynısı yapılıyor.
kasvetli bir distopya.
ülkemizde kitabı okumuş olupta mevcut iktidardan hazzetmeyip, iktidar eleştirisi yaparken kitaptan bahsetmeyen insan yok denecek kadar azdır herhalde.
'görüyoruz ki orwell'in 84'ü birebir yaşanmaktadır.' '84'te anlatılanlardan bugün yaşadıklarımızın hiçbir farkı yoktur' minvalinde cümlelerle...
(*) (*)

savaş barıştır
bilgisizlik kuvvettir
özgürlük köleliktir.