hekimoğlu ismail'in süslediği bir hikaye.. ince kalıbına nazaran içerisinde en mühim nasihatleri harmanlamış bir kitaptır.. okudukça yüzünüzde tatlı bir tebessüm yerleştirir.
okuması çok keyifli bir kitap. evlilikle ilgili çok net nasihatler içeriyor. anlatıcı selena'nın ifadeleri çok doğaldı. şerif ise çizgisini bozmadı.konu olarak amerikalı bir akademisyen selena, dinine bağlı müslüman öğrencisi şerif'ten bir evlilik teklifi alır. biraz düşündükten, tanıştıktan sonra hayatına macera katması için bu teklifi kabul eder. fakat macera için atıldığı bu evlilik hayatı onu değiştirmeye başlar. daha doğrusu evlilikle birlikte islam ile tanışması değişimine daha çok sebep olur.birde şunu öğrendim ki bahsi geçen ''deli'' yani ''şerif'', merve özcan'ın romanlarındaki müzekker baş karakterlerin atası, dedesiymiş. sadece tanyeri romanını okudum. diğerlerini ise okuyanlardan çok dinledim. hakikaten arsıl alaz'a desek ki:- senin deden kim evlat?o da ''ismi şerif'tir'' der. arsıl alaz'ı kazısak altından şerif çıkar. merve özcan ilham almak için çok uygun bir kitap seçmiş.''vazoda iki karanfil, biri beyaz, biri kırmızı... ''neden böyle?'' diye sordum.''i̇kimiz'' demez mi?-hangisi sen?-renkler önemli değil, ikisi de karanfil. biz de, ikimiz de insan... i̇nsanın olduğu yerde problem vardır, önemli olan problemleri büyütmemek ve çok çok şükretmek...-benimle evli olduğuna şükrediyormusun?-hem de çok... yuva yıkan o kadar kadın var ki...yuva yıkan pek çok erkek de var deyip, karşısına dikilemezdim, onun şükrüne ben de teşekkür ettim...hiç kimseye benzemeyen bu adama deli denmez mi?''
