nazan bekiroğlunun bir romanı.
bittiği anda daha dikkatli bir idrakle, daha bol bir zamanda tekrar tekrar okunmak istenen kitap
filbahri kokusunu merak ettiren, tütsülerin, çiçeklerin kokusunu duymasam da başımı döndüren, eski zamanların gizemini ve örtülü güzelliğini hissettiren kitap.
nazan bekiroğlu'nun unutulmayacak eserlerinden biri. içerisine yazdığım şiirler hala durur.. kitapta bolca altı çizilecek cümleye rastgelebilirsiniz..
edeb yoksunu şikayetlerim kusurlu kul kılarken beni, masumluğumla döküldü dudaklarımdan cümle: rabbim, dedim acıyla, onu senden çok sevmemiştim ki rakiip sıfatınla girdin araya!benim kalbim rabbim senin değil miydi ki nihade'den başkası sığmadı oraya!! (*)
kahramanın hissettiklerini öyle güzel betimliyor ki, siz de aynı duygulara kapılıp gidiyorsunuz. "önce gülümsedim ama gülümsemekten başka bir şey olan bir gülümseyişle gülümsedim. sonra ağlamak, tam içimden, kokunun yakıcı bir nefes olup da kalbimin zarına değdiği yerden kopa geldi"