her babayiğidin harcı olmayacak iştir.
kimisi i̇stanbul'a macera için gelir, çıkmaz sokaklarda kaybolur.
kimisi taşı toprağı altın der gelir, türkçe öğretmenine küfreder olur; mecaz anlamı öğretmediği için.
bazısı evden kaçar, i̇stanbul'u beyaz atlısı zanneder.
birileri de vardır ki zora talib olur, fetih için gelir, almadan gitmez.
bu yüzden kolay değildir i̇stanbul'u anlamak.
istanbulu gerçekten sevmeden olmuyor galiba,tarih kokan şehir,birçok evliya var,ecdadın eserleri hatıraları var,denizi var,martısı var,evet var..ama olmayınca da olmuyor,anlayamıyorum.
sen mi büyüksün ben mi?! iddiasından sonra bu şehri çok iyi anlarsınız.
gece onunla rüyalara dalmak,sabah onun kokusuyla dolup taşabilmek için daha bir gayretle uyanmak.günahların en derinleri ve sevapların en güzelleri ile taşan zıtlıkların bileşkesi i̇stanbul.tüm kalabalığına rağmen rabb ile tek başına kalabileceğin o eşsiz camiler.sırf bu maneviyat için katlanılır ya zaten onun tüm kaprislerine.onu anlamak çeşit çeşit,hissetmek ise en güzel fiil..