kadın çalıştığı için erkek cinayete itiliyor – dertli sözlük
ali bulaç'ın önceki gün yazdığı yazıdan bir tesbit.
(http://www.ensonhaber.com/ali-bulac-kadin-calistigi-icin-erkek-cinayete-itiliyor-2013-01-15.html)

kısmen doğru şeylerden bahsetmişse de konuya getirdiği çözüm ve yaptığı tesbit çok kusurlu.
meseleye düz mantıkla yaklaş, esası ihmal et, zahirde görünen neyse onu ortadadan kaldır, bu şekilde her şeyin çözüleceğine inan. sonra bu çözümü her şart ve örf için geçerli ve gerekli kabul et.
avamın da havasında düşünce ve çözüm şekli bu. kadının çalışmasından, toplumun ahlaki yapısına, tesettürden siyasete, namazdan oruca her konuda..

paradigma değiştiren peygamberin her meselede kafa kesen ümmeti...
tevafuken karşılaştığım yaşlı bir amcayla sohbetim aynen şöyledir?
+kızım sen de çalışıyor musun?
-evet!
+günümüzde kadınlar çalıştığı için erkeklerin iş imkanları yarıya düşüyor ya da işsiz kalıyorlar.erkeklerin çalışacakları işleride kadınlar almış dolayısıyla işsizlik devamında şiddetli geçimsizlik kavgalar vs. kadınlar her işte çalışmasa erkeklere daha çok iş imkanı olacak böylece yuvalar daha huzurlu mutlu olacak.önceden böyle değildi erkekler çalışır kadın evde yuvasını çeker çevirirdi bizler mutluyduk şimdi boşanmalar haddinden fazla.
(düşündürücü)
roni margulies de köşesinde konu ile ilgili bir şeyler karalamış. söylediklerinde belki eksiklik vardır, hata vardır. mümkündür. ama ali bulaç'tan daha mantıklı şeyler söylediği aşikar.


--- iktibas ---
dindar kişiyle tartışmak zor iştir. ben okuduğum, öğrendiğim ve bunlardan yola çıkarak kendi kafamda oluşturduğum fikir ve görüşler temelinde tartışırken, dindar kişi tanrı’nın temsilcisidir, tanrı sözünü söylemektedir bana.
tartışmanın bir yanında ben, bir garip insancık, diğer yanında evrenin ve her şeyin yaratıcısı ve o’nun yazdırttığı kitabın dediklerini tekrarlayan dindar kişi.

güçler o kadar eşitsiz ki, hiç şansım yok.

o nedenle, bu tür tartışmalara girmekten kaçınırım genellikle.

ama bazen dayanamıyorum.

örneğin, ali bulaç’ın zaman gazetesindeki “başörtülü aday yoksa oy da yok!” yazısını okuyunca tüylerim diken diken oldu! ve dayanamadım.

yazının başlığıyla ilgili hiç sorunum yok, tümüyle katılıyorum. bulaç, geçmiş seçimlerde başörtülü adaylar olmasını savunmadığını, bu sefer ise başörtülü adayları destekleyeceğini, özellikle merve kavakçı’nın seçilebilecek bir yerden aday gösterilmesi gerektiğini söylüyor. geçmişte yanlış yaptığını, şimdiki tavrının doğru olduğunu düşünüyorum.

sorun, şu paragrafta:

“... dinî öğretinin tamamından ve beşeriyetin her bölgesinde ve din havzasında gözlenen örfünden anladığım kadarıyla kadının birinci görevi annelik ve ev hanımlığıdır.. liberal kapitalist piyasa ise kadını farklı çerçevede evin dışına çıkmaya zorluyor; anneliği ve ev hanımlığını itibarsızlaştırıyor; pozitif ayrımcılıkla kadın yuva kurmuyor; erkekler bu şekilde kışkırtılmış kadınlarla evlenmek istemiyor; sonuçta olan yine kadına oluyor.. erkeğin fıtrî rolünü kaybetmesi onu kadına karşı acımasız şiddete, vahşi cinayetlere sürüklüyor.. madem bizim kadınlar da bu modern tecrübeyi yaşamakta çok kararlı, yemekte oldukları ‘acı meyve’nin sonucunu beklemekten başka çare yok.”

burada anlatılanlar o kadar korkunç ki, uzun uzun alıntılamak gereği hissettim.

***

anlatılanlar şu nedenle korkunç.

kadının görevi evinde oturup annelik ve ev hanımlığı yapmaktır.

evinden çıktığı zaman, erkekleri acımasız şiddete, vahşi cinayetlere sürükler.

yani kadınlara karşı uygulanan şiddetin, taciz ve tecavüzün sebebi kadınlardır!

“dinî öğreti ve beşeriyetin örfü” bunu anlatıyorsa, kusura bakmasınlar, dinî öğreti ve beşeriyetin örfü yanılıyor demektir.

amerika’da ve türkiye’de tecavüze uğradığı için mahkemeye çıkan kadına “o mini eteği giymeseydin, aranmışsın” diyen hâkimler ve ali bulaç ve tüm diğer muhafazakârlar yanılıyor.

kadına karşı şiddetin sebebi kadın değil. “erkek” de değil.

şiddetin sebebi, kadını evde oturan, edilgen, narin ve korunmaya muhtaç bir yaratık olarak, erkeğin mülkü olarak, yani tam da insan olmayan bir “şey” olarak gören anlayıştır. yani ali bulaç ve tüm diğer muhafazakârların anlayışıdır. çok gocunacak, biliyorum, ama şiddetin sebebi bizzat bulaç’ın yazısı ve benzerleridir maalesef.

“fıtrat” diyecek ali bulaç, “n’apalım, erkeğin ve kadının fıtrî rolleri böyle. allah kadını böyle yaratmış”.

hayır. yaratmamış.

yaratmamış olduğunu önce tarihten biliyoruz. koşullar eşit olduğunda, kadın hayatın her alanında erkekle aynı şeyleri aynı başarı düzeyinde yapabilmiş, yapabiliyor.

sonra da, i̇slam dahil tüm dinlerde ali bulaç’ın yorumunu sorgulayan, kutsal kitabı farklı yorumlayan dindar kişilerin çokluğundan biliyoruz. allah’ın kendisine soramadığımıza göre, konunun tartışmaya ve yoruma açık olduğu belli. bulaç’ın yorumu kendisini bağlar, başka hiç kimseyi değil.

ve ben yanılıyorsam, dinî öğreti gerçekten de insanlığın yarısını evde oturmaya, toplumsal yaşamın dışında kalmaya mahkûm ediyorsa, o zaman bu dinî öğretiyi gözden geçirme zamanı geldi de geçiyor demektir.

--- iktibas ---