le grand voyage – dertli sözlük
fransa yapımı ismael ferroukhi filmi. türkçesi: büyük yolculuk.
kültürüne sıkı sıkı bağlı faslı bir baba (muhammed-mohammed) ile fransada doğup büyümüş, -kendi kültürüne fransız kalmış- bir oğulun (reda-rıza) hac yolculuğununu anlatıyor.

babanın tek arzusu, daha efdal olduğuna inandığı için de uçakla değil de kara yoluyla, hacca gitmek. kendisine eşlik etme görevi küçük oğluna düşüyor. finallerini bahane edip bu sefere çıkmak istemese dahi fransız sevgilisi lisa'yı geride bırakarak (ki film boyunca lisa'yı görmüyoruz. sadece fotoğrafı var.) sefere çıkıyor.
baba-oğul olsalar da birbirlerine tamamen zıt iki ayrı dünya. ihtiyar-genç, sukunete-acele, sabır-sinir, tecrübe-hamlık vs.
zaten yol boyunca da ihtiyaclar haric hiç konuşmuyorlar.
velhasıl; fransa, italya, slovenya, bulgaristan, türkiye derken mekke'ye kadar gidiyorlar.
türkiye'de bu yolcuları bazı süprizler bekliyor. süprizi buraya yazmayalım, seyretmeyenler vardır.

tam bir yol filmi.
geliştiren, dönüştüren, öğreten. zaten yol budur. geliştirmeyen, öğretmeyen yola ne diye çıkalım ki?

filmin bazı kusurları var. o kusurlar olmasaymış efsane bir film olurmuş zaten.
ama kusursuz film yok zaten diyor ve filmi tavsiye ediyoruz.
birazdan, saat 00:30'da trt'de yayınlanacak imiş.
sahura dek uyumayanların seyretmelerini tavsiye ederim.
gerçi dublajı nasıldır bilemem.
i̇zlenmeli zira derinliği olan bir film. bu yüzden belki ağlamanıza bile neden olabilir.
bu arada dublaj biraz durağanlık katıyor ama çok çok kötü değil.