mihriban – dertli sözlük
abdurrahim karakoç'un yazdığı mısraları türküye döken musa eroğlu'nun dinlenilesi eseri..



--- iktibas ---

sarı saçlarına deli gönlümü
bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
ayrılıktan zor belleme ölümü
görmeyince sezilmiyor mihriban

yar,deyince kalem elden düşüyor
gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
lambada titreyen alev üşüyor
aşk kağıda yazılmıyor mihriban

önce naz sonra söz ve sonra hile
sevilen seveni düşürür dile
seneler asırlar değişse bile
eski töre bozulmuyor mihriban

tabiplerde ilaç yoktur yarama
aşk değince ötesini arama
her nesnenin bir bitimi var ama
aşka hudut cizilmiyor mihriban

boşa bağlanmış bülbül gülüne
kar koysan köz olur aşkın külüne
şaştım karabahtım tahammülüne
taşa çalsam ezilmiyor mihriban

tarife sığmıyor aşkın anlamı
ancak çeken bilir bu derdi gamı
bir kördüğüm baştan sona tamamı
çözemedim çözülmüyor mihriban

--- iktibas ---
ilkini zekeriya bozdağ bestelemiş, ikincisini musa eroğlu. bir de 3. mihriban varmış o bestelenmemiş. öyle diyor karakoç ve devam ediyor röpartajına..

-..adı mihriban değil ama var...yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. yani başımızdan geçmiş, bir macera gibi bir şey; fakat vuslat olmamış, o kendi yoluna gitmiş. ben kendi yoluma. ben onun ismini versem ayıp olmaz mı...
..ben, dedim, artık unutalım bunları filan. 'unutmak kolay mı' diye bir mektup geldi. bende 'unutmak kolay mı deme unutursun mihriban'ım' diye yazdım. o belki unutmamıştır da, ateş kalmamıştır. ateşin harlı zamanı ayrı, korlu zamanı ayrı, küllü zamanı ayrıdır.
..