eşitlik, özgürlük ve hak kavramları bunların başında gelir. mesela kadın erkek eşitliğine hukuki bir eşitlikten öte anlamlar yüklenmesi ama askerlik konusunda sus pus olunması, eğitimde fırsat eşitliğinin zorunlu eğitimi güzellemek için kullanılması, basın ve ifade özgürlüğünün tek yönlü çalışması, gençlerin özgür olmasının konserlere gitme gerekliliği anlamında kullanılması, insan haklarının beyazları siyahlardan koruması ama tersinin akla gelmemesi, bilmem ne marka yatağı veya bilmem ne kremi kullanmanın bizim de hakkımız olması...
bazı duygu ve hislerin suistimali de burada zikredilebilir. flört ve çapkınlık, insana verilen aşk, ilgi, muhabbet gibi evlilikle ilgili duyguların suistimali sayılabilir. çikolata, çerez ve dondurma gibi sadece lezzet için üretilen şeylerin sadece damak zevkini tatmin etmek için tüketilmesi yeme hissinin suistimali sayılabilir. reklamlarda insanların sarkma, merak etme, canı çekme ve sahip olmak isteme gibi hislerinin kullanılması da bir suistimaldir.
bilhassa gençlikte görülen ve neticeleri hoş olmayan şeylerdir.
--- iktibas ---
gençlik gidecek. sefahette gitmiş ise, hem dünyada, hem ahirette binler bela ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle su-i istimal ile, israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere veya sefalethanelere ve manevi elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere düşeceklerini anlamak isterseniz, hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz. elbette hastahanelerin ekseriyetle lisan-ı halinden, gençlik saikasıyla israfat ve su-i istimalden gelen hastalıktan eninler, eyvahlar işittiğiniz gibi, hapishanelerden dahi, ekseriyetle gençliğin taşkınlık saikasıyla gayr-i meşru dairedeki harekatın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüflerini işiteceksiniz. ve kabristanda ve mütemadiyen oraya girenler için kapıları açılıp kapanan o alem-i berzahta, ehl-i keşfe'l-kuburun müşahedatıyla ve bütün ehl-i hakikatin tasdikiyle ve şehadetiyle, ekser azablar gençlik su-i istimalatının neticesi olduğunu bileceksiniz.
--- iktibas ---
--- iktibas ---
gençlik gidecek. sefahette gitmiş ise, hem dünyada, hem ahirette binler bela ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle su-i istimal ile, israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere veya sefalethanelere ve manevi elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere düşeceklerini anlamak isterseniz, hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz. elbette hastahanelerin ekseriyetle lisan-ı halinden, gençlik saikasıyla israfat ve su-i istimalden gelen hastalıktan eninler, eyvahlar işittiğiniz gibi, hapishanelerden dahi, ekseriyetle gençliğin taşkınlık saikasıyla gayr-i meşru dairedeki harekatın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüflerini işiteceksiniz. ve kabristanda ve mütemadiyen oraya girenler için kapıları açılıp kapanan o alem-i berzahta, ehl-i keşfe'l-kuburun müşahedatıyla ve bütün ehl-i hakikatin tasdikiyle ve şehadetiyle, ekser azablar gençlik su-i istimalatının neticesi olduğunu bileceksiniz.
--- iktibas ---
samimiyet, samimiyet, samimiyet...
merhamet. çok suistimale uğramış ki " merhametten maraz doğar" diye bir söz söylenegelmiş.
iyiliğin suyunun çıkarılması durumudur.(*)
