yakusoku no neverland – dertli sözlük
1 ağustos 2016'da yayına başlayan, yazarlığını kaiu shirai'nin ve çizerliğini posuka demizu'nun üstlendiği bir japon manga serisidir. animesi de mevcut. ikinci sezonu yaklaşık bir aydır parça parça yayınlanmakta. ama mangası final yaptı.
tür olarak; gerilim, korku, gizem, bilim kurgu diyebiliriz.

2045 yılında geçen hikayemiz tam bir distopya örneği.
yüksek duvarlarla çevrili, bir kısmı orman olan arazide yüksek yaşam standartlarına sahip küçük bir yetimhane. ama 2045 yılında geçmesine rağmen robotlar, uçuk teknolojiler yok. daha çok 20. yüzyılın başlarındaymış gibi bir atmosfere sahip. bu yetimhanede onlarca gerçekten zeki çocuk ve onların ''anne'' dedikleri nazik bir bakıcıları yaşıyor. her sabah zor sınavlara tabi tutuluyorlar ve mevcuttaki sıralamaları belirleniyor.
ana karakterlerimiz emma, norman ve ray adlı üç çocuk (yetimhanenin en yüksek puanlarına sahip kişiler) bir gün aslında bu yetimhanenin insan eti yetiştiren bir çiftlik olduğu gerçeğini öğrenirler. ve yaşadıkları dünyanın en yüksek standartlardaki etlerini ve beyinlerini yetiştiren gözde bir çiftlik olduğunu. evlat edinilip gittiklerini sandıkları arkadaşları aslında bu dünyanın gerçek halkı olan şeytanların yemekleridir. ve buradan kaçmak için plan yapmaya başlarlar.

şimdi değerlendirmelerime geçeyim. manga kurgusu gerçekten çok başarılı. harika bir tempoya sahip. heyecanı, merakı belli seviyede tuttuğu gibi okuyucuya soluklanma imkanı da veriyor okurken yorulmuyorsunuz. ve şöyle güzel bir şey var ki mangamızın ilk bölümden itibaren çizimlerdeki gelişimini rahatlıkla görebiliyorsunuz. adamlar çok mükemmel olması için kasmamış ama bununla birlikte harika bir iş çıkarmışlar. garip ama olan şey bu.

karakterlerimizin hikayeleri de çok güzel yansıtılmış. kimi ne kadar tanımanız gerekiyorsa tam da o kadar tanıyorsunuz ve anlıyorsunuz.

mangada da animede de bu durum aynı fakat animede özellikle ikinci sezonda manganın olay akışına bağlı kalmadıkları ve bazı meselelerin havada kaldığı ciddi kısımlar var.

ama müzikleri çok iyi kullanmışlar.

mangaya dönersek onun tek bir kötü kısmı var: finali. nasıl oluyor anlamıyorum o kadar güzel gelip finalde batırmak nedir? neden bu animelerde adam akıllı sonlara bu kadar az rastlıyoruz. rehavet mi çöküyor, acele mi ettiriyorlar sonda bilmiyorum ama berbat olmuş. berbat!

final bölümünü bitirdiğimde resmen kalbim sızladı. içime öküzler oturdu. moralim bozuldu. ellerimde derman kalmadı. ruh gibi evin içinde gezindim. ağlayamadım bile! hiç değilse biraz gözyaşı rahatlatabilirdi bu bedeviyi.

koca animecilik, mangacılık dünyasında final yapma konusunda bana göre en akıllı, en pratik zeka mangaka hiromu arakawa'dır. biraz şu kadından ilham alsalar her şey çok daha farklı olabilirdi
----spoiler----tahmin ettiğim gibi ikinci sezonunda her şeyi berbat etmiş bir anime. tam olarak dördüncü bölümde olay akışına balyozu vuruyorlar. seyirci ne olduğunu anlamıyor. beşinci bölümde de afallamış seyirciyi yarım yamalak bilgilerle olayların altı ay sonrasına götürüyorlar. ve heyecan, merak gibi sürükleyici unsurları yok sayarak can alıcı kişileri ve bilgileri gerekli vakit geçmeden veriyorlar. izlemeyeceğim. bitmiştir. bu kadar da olmaz yani! madem kısa keseceksiniz, anime işine hiç girmeyecektiniz dostum!