şeyhülislam – dertli sözlük
osmanlı devleti'nde, kabinede sadrazamdan sonra yer alan ve genellikle din işlerinden sorumlu olan üye.
hicri dördüncü asrın ortalarında kullanılmaya başlanmış bu ünvan.
şeyhülislam, azledilemez, idam edilemez ve söyledikleri padişahı dahi bağlar.
osmanlı klasik döneminde idari, adli ve dini alanda önemli vazifeleri/yetkileri bulunan; birçok noktada olabildiğince serbestlik/özerklik tanınan ve vakıflar aracılığıyla kendi bütçesini kontrol eden sadaret makamının başı. bu dönemde şeyhülislam teamüllerde vezirlerden üstün tutulurdu.

ikinci meşrutiyet ile beraber şeyhülislam kabine üyesi oldu. bu yeni hadise üzerine kamuoyunda şeyhülislam'ın meclise gelerek mebusların sorularını cevaplaması ve onun hakkında gensoru verilebilmesinin uygun olup olmadığı çokça tartışılır.

hatta elmalılı hamdi: "şeyhülislam hükümet memuru olmaktan başka bir şey değildir. ve bu sıfatla meclise gelir. makamına layık bir zat ise olduğu kadar hem şahsı itibariyle alkışlanır. değil ise yalnız şahsına ait olmak üzere hürmetten sakit, belki nakizine (hürmetsizlik göstermeye) layık olur." demiştir.

ikinci abdülhamid'in bu hususta başmabeyincisi ali cevat paşaya şöyle dediği rivayet edilir; "bir de şeyhülislam efendiyi sual ve cevap için meclise getireceklermiş. bu da iyi değil. çünkü makam-ı meşihat şayan-ı hürmet bir makamdır: onu oyuncak yapmamalıdır. şeyhülislamları zorla getirebilirler. fakat patrikleri çağırırlar da gelmezlerse ayıp olmaz mı? burasını düşünmüyorlar mı?"

evet, bu kadar hassas dengelere sahip bu kurum cumhuriyet döneminde önce şer'iye ve evkaf nezareti olarak yeniden düzenlendi ki bu çoğu noktada son dönemdeki şeyhülislamlık dairesinin dengi bir kurumdu. ayrı bir bütçesi vakıflar ve dini meseller üzerinde otoritesi olan bir bakanlık idi. daha sonra bunun yerine kurulan diyanet işleri başkanlığı ise eğitim, yargı ve idare noktasında hiçbir yetkisi olmayan başbakanlığa bağlı sıradan bir genel müdürlük seviyesinde dini işlerin tanzimi için kurulan bir örgüt haline geldi. malum ki bu vasıta ile devlet iyice sınırlandırdığı ve daralttığı bu alanda siyaseten daha da fazla tahakküm kurma şansına kavuştu. diyanetin bir asırlık tarihi bunu ispatlar.
islambaba.cumhur-u ulemanın kabulüne mazhar olmuş, madden manen mukni olunmuş birisinin makamıdır ki, her ne kadar hilafet padişahta olsa da, kendisine başvurulan bir makam-ı hilafet gibidir. işte bu sessiz sedasız, ismi illa konulmamış, illa çizgileri çizilmeye çalışılıp mekanikleştirilmemiş ve resmileştirilmemiş binler osmani müesseseden biriside budur. maşaallah.