dün trt de son sefer diye bir film yayınladı. çok güzeldi. o gecenin ruhunu vermiş. tabi'den izledim. her 15 temmuzda tabi'de yayınlanan filmler, diziler ve belgeseller çok iyi.o gece kritik noktalarda nasıl mücadele verildiği çok iyi aktarmış. filmi izlerlen çok duygulandım. o gece mücadele veren insanlara ne kadar çok dua etsek azdır. hani bir 15 temmuz gazisi diyor ya bu memleketin edilmiş duası varmış diye. o dualar hürmetine ne büyük zulümlerden kurtulmuşuz da haberimiz yok. milletin daha sıkı sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum .çünkü 253 şehidi boşa vermedik ve fetö hala bitmedi. hala temizlenmedi. siyasi uzantısı chp başkanı özgür özel hala 17-21 aralılığın hesabını soracağını söylüyor. rabbim ülkemi bu teröristlerden arındırsın ve korusun. dua alan bir millet dua ile yoluna devam edecek inşallah. çok yetişmiş ve güzel yürekli kalbi iman dolu vatansever insanımız var. hainler azınlık.
boşa yaşanmış bir ömrün kime faydası var mesela. bir hayat yaşanıyorsa anlamlı olmalı. en büyük anlamda " insanların en hayırlısı onlara faydalı olandır" hadisinde gizli. hayat bir mücadele. hak ve batıl mücadelesi. bu mücadelede ön safta yer almakta var sadece seyirci olmakta. rabbim bizleri ön safta mücadele edenlerden eylesin .vatanımızı, dinimizi, ülkemizi; kafirlerin, hainlerin, din düşmanlarının, siyonistlerin tuzaklarından korusun. her daim ayakta kalan bir müslüman ülke eylesin.
lanet israil iranı vurunca bizde artık bu azgın katil bizi de vurursa neyimiz var neyimiz yok diye düşünmeye başladık.hava savunma sistemimiz,roketlerimiz,balistik füzelerimiz vb.yapay zekaya sorduğumuzda evet var ama israil ve amerikayı yenecek güçte değil, genelde geliştirme düzeyinde ya da kamuoyuna açıklanmıyor diyor. kaan bile seri üretime 2028 yılında geçecekmiş.
dönüp dolaşıp geldiğimiz yer. aslında pek gelmek istemediğimiz ama başka gidecek yer olmayınca da mecburen geldiğimiz yer. hayır mıdır şer midir bilinmez ama biraz bozkırların kaderi gibi
i̇srail'le kim savaşırsa biz i̇srail'in karşısındayız.ama i̇ran'i da sevmeyiz yani.hala ülkesi bombalanirken adam sünni nefreti kusuyor.siyonizme yöneltsene nefretini.amerikanin bu savaşa girip girmeyeceği belli değil.trump şizofreni sıfır üç yaş bilmeceleri gibi konuşuyor.allah i̇srail'in ve amerika'nın belasını versin.gazzede insanlar ölmeye devam ediyor azgın siyonist köpek israil gitgide daha da azıyor.sonu bizim elimizden olsun inşallah.bugün sosyal.medya bir siyonist çeyrek finalde gazze'de hamasla berabere kaldığıni yarı finalde i̇ran'ı yenecegini ve finalde de türkiye ile savaşacagini söylüyordu.göreceğiz bakalım gelecekleri varsa görecekleri de var.rabbim gazzenin intikamina bizi memur eylesin
yanında, etrafında, yanı başında olma durumu. çoğumuz günümüz iletişim araçlarının oluşturduğu yanılsama nedeniyle bir yakınlık illüzyonu içerisindeyiz. görüntülü konuşma, mesaj, sosyal medya etkileşimleri ve hatta düz telefon ile konuşma. daha özgür daha ulaşabilir olacağımızı iddia eden tüm bu iletişim biçimleri aslında yakın olma ve hatta kendi olma halimizi bizden almış bulunmakta. vadedilen özgürlük gönüllü esirliğe, umulan ulaşılabilirlik engellenemeyen gereksiz bilgi yığınına dönüştü. buna mukabil artık her olay ve konuda optimize şekilde hareket etmeye çalışan bizler herkesten ve belki herşeyden "farkında olmadan" uzağız. ya da yakın değiliz...
hayır! kim bir kötülük işler de
kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte bu kimseler cehennemliktirler; onlar orada
ebedî olarak kalırlar.” (bakara/81)
nouman ali khan’nın bakara suresi tefsiri dersinden ayet üzerine bi kesit paylaşacağım çok hoşuma gitti bu bakış açısı.
i̇bn aşur, allah ondan razı olsun, onun bu ayet hakkında kısa bir yorumu vardı, tamamen aydınlanmama vesile oldu. “günahı kendisini kuşatmış olursa” kelimesine dikkat edin diyor. eğer bir şey sizi kuşatmışsa, bu sadece içinizde olan sizin dokunduğunuz bir şey değildir, etrafınızda her yerde gördüğünüz şeydir aynı zamanda. sizi sarıyor. bir başka deyişle, daha anlaşılabilir olması için size günlük hayattan bir örnek vereyim. mesela birisi bir şeye bağımlı olsun, mesela hırsızlığa. ve bu huylarından vazgeçemiyorlar. kendilerini kötü hissediyorlar, tevbe ediyorlar, değişmeye çalışıyorlar, bunun için terapilere gidiyorlar.
rehabilitasyona gidiyorlar. bunun için çabalıyorlar. başka birisinin alkol sorunu var. alkol çok kolay bırakılabilen bir alışkanlık değil. bazı kuruluşlar var bununla ilgilenen, alkoliklere yardım amaçlı. danışmanlık terapileri alıyorlar, imama danışıyorlar. birkaç ay bırakmayı başarıyorlar ama sonra tekrar geri dönüyorlar. tekrar hata yaptıklarını anlayıp, tekrar bırakmaya çalışıyorlar. gerçekten bunun için çaba harcıyorlar. gerçek hayatta şu anda bunun mücadelesi içerisinde olan müslümanlar var. hayatlarında çok sıkıntılı bir şey yaşıyorlar ve depresyondan bunun içerisine düşüyorlar. sonrasındaysa bir türlü çıkarmıyorlar içerisinden. bu günahın onları kuşatmış olması demek, sadece bu günahı kendileri yapıyor anlamına gelmiyor, nihayetinde hiç kimse suçluluk hissetmekten hoşlanmaz. alkol içmekten
utanmak istemiyorum daha fazla. bundan sonra “ne var yani içiyorsam” diyeceğim. “evet içiyorum, dünyanın sonu değil ya bu.” biliyorum, kötü bir şey ama o kadar da değil. ve bir sonraki aşama, o kadar da kötü değil evet hatta sağlığa bir sürü faydası var. ve bir sonraki, “neden bu eski zamanın masallarını kurallarını dinlemek zorundayız, bizim çağımızla ilgisi bile yok bunun?” i̇çmenin kötü bir tarafı yok günümüzde. ben içtiğim zaman kontrolümü kaybetmiyorum ki. benim bir sorunum yok, bağımlı falan değilim ben. ve bir sonraki aşama, “i̇slami kanunlara, şeriata kimin ihtiyacı var?” bütün dinler zaten uydurulmuş şeyler değil mi? önce bir adım, sonra bir sonraki ve bir sonraki.
hepsi neden? sadece tek bir günahtan kaynaklı, alkol içmek. ortada tek bir günah vardı ve onu bırakamıyordun. şimdi onun için tüm dinini bıraktın gidiyor. yavaşça ama emin adımlarla dinini hepten kaybediyorsun. çünkü bu bir günahı bırakmak istemediğin için. ve birçok insan için, i̇slam’ı sorgulamak ve şüphe duymalarının başlangıcı, günahlarına olan bağımlılıkları. tanrıya olan
bakışlarını değiştirmek istiyorlar. dine olan, vahye olan bakışlarını. çünkü bu günahı bırakamıyorlar. bu ayetin konuştuğu şey bu.
çok güzel bir tanım yapmışsınız. acaba çevremde bir tuzsuz insan varsa ve sürekli onla muhatap olmak zorundaysam ne yapmalıyım? bunun da bir tanımı var m ı:)
chp tam bir teröristtir.özgur özelin azgın azınlıkları sokağa çağırmasindan sonra polise balta ve asit atmaya her tarafı yakıp yıkmaya başladılar.bıktık bunların bu vandallığından.her türlü suçu işleyeceklermiş paşalar sona da yargılanmayacaklarmış.yaptıkları yanlarına kar kalsın istiyorlar.yok öyle yağma.bu özgürün de var bir karın ağrısı.tam bir terörist gibi hareket ediyor, çıkacaktır elbet neyse kokusu.
i̇bb'yi soyup soğana çeviren ekrem ve avanesi milletin parası çalmışlar.hem de öyle böyle değil büyük bir vurgunla.560 milyon liradan bahsediliyor.bu kadar parayı hayal bile edemiyoruz.tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalmışlar hala hem çalariz hem de yargilanmayiz diye polise saldırıyorlar.ekremin ne kadar lanet biri olduğunu gayet net biliyoruz.özgür özel denen kifayetsiz milleti sokağa çağırıyor.tam bir terörist gibi hareket ediyorlar.bu arada sadece para çalmakla yetinmemisler tüm kişisel bilgileri de çalmışlar adres bilgisi, telefon, ödeme sistemi,kartlar, resmin ,nerde inip nerden bindiğin ve daha fazlası.uluslararasi firmalara sattıkları söyleniyor devasa paralar kazanmışlar bu hırsızliktan da .ve cambridge analitik gibi bir skandal da var gibi görünüyor.
i̇stanbul dökülüyordu zaten az çok anlıyorduk bir şeylerde yolsuzluklar olduğunu ama bu kadar büyük çaplı soyduğunu bilmiyorduk.chp belediyelerinin çoğu böyle işte sanat sepet heykel deyip parayi götürüyorlar.31 mart seçimlerinden sonra tüm haritanın kırmızı olduğunu da düşünürsek vah ki ne vah .daha ne yolsuzluklar var kim bilir .i̇stanbul'da pasta büyük olunca rant kavgasına birbirlerini ele vermişler ne diyelim darısı diğer chp'li belediyelerin başına
hedef odaklı haberleşme olarakta bilinir. yeni bir elektronik haberleşme modelidir. klasik sayısal haberleşmeden kaynak kodlayıcı ve dekodlayıcı kısmında farklılaşmaktadır. bir bilginin gönderilmesinde, tümünün iletilmesinden ziyade, entropisi yüksek olan kısmının iletilmesini amaçlar. bu sayede veri miktarı azalacağından ötürü haberleşme kanalının daha verimli bir şekilde kullanılması sağlanır.
gece 03.30 sularında meydana geldiği açıklanan henüz sebebi belirlenemeyen yangın ile 76 (bkz:insan) yaşamını yitirdi. i̇çişleri bakanının en son yaptığı açıklama ile vefat edenlerden 52 sinin kimliğinin tespit edildiği geri kalanların ise kimliklendirme çalışmalarının devam ettiği öğrenildi. yogun bakıma dahi alınan yaralılar var.
234 kişinin konakladığı belirtilen otelin yangın esnasının paylaşıldığı görüntülerde pencerelerde bekleyenlere, yardım çığlıklarına, insanların can havliyle camlardan birbirlerine bağlanmış çarşafları sarkıttığına şahitlik ediliyor. bir gece bir otelde konaklıyorsunuz ve 3 kişiden birinin vefatına uyanıyorsunuz.
arkada kalanlara baş sağlığı, sabır, tez elden gelecek ferahlık temennileri ile.
(bkz:sıçrama dönemi) olarak da nitelendirilen yaşamın ilk 20 ayında gözlemlenen 10 ayrı dönemdir. her bir dönem içerisinde algılama düzeyinde farklı bir boyut açılır. bu açılımların sancılı olması hasebiyle bebeklerde huzursuzluk, ağlama gibi daha kolay uyarılabilir olma hali gözlemlenir. her zorlu süreç sonrası bir üst seviye yetkinlik kazanmış birey yeni özelliklerini teker teker sergiler. seyri keyiflidir.
yapılan çalışmalar ile benzer haftalarda cereyan ettiği için öngörülebilse de her bebek kendi mizacınca bir takvim çizer ve yetkinlikleri de yine çevresel faktörlerin de etkisiyle farklı şekillerde olabilir. benzer haftalar belirlenirken sezeryan gibi doğuma müdahil olunan süreçler dışarda tutularak doğum günü (öngörülen doğum günü) esas alınır.
burnunun ucundan ötesini zor gören bebekten balkondan yolu seyreden bebeğe geçtiğini idrak etmek şükre vesile olacaksa bu dönemler takip edilebilir.