dönemeç – dertli sözlük
bir gündü, hava ılık
ve cadde kalabalık...
bir kadın sapı verdi önümden dönemece;
yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince.
ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
çarpıldım, sendeledim.


bir gündü mevsim bayat
ve esnemekte hayat...
dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
bir ahenk sezdim, çerçevede bir endam.
ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım;
bir köşede ağladım...


1940

üstadın iz bırakan/ bırakmış/ bırakacak bir şiiridir. (*)
bir film klişesi mekanıdır.elinde kitaplarıyla yürüyen kızımız tam dönemeçte bir ebleh elemanla çarpışır ve olaylar gelişir. herhalde biriyle çarpışma ihtimaline binaen o kitaplar elde taşınıyor, çanta diye bir şey icat edileli çok oldu çünkü.