hicret – dertli sözlük
"i̇brahim, 'ben, rabbime (gitmemi emrettiği yere) hicret edeceğim. şüphesiz o, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir' dedi." [ankebut~26]

" tevbe sona ermedikçe hicret sona ermez; güneş batıdan doğuncaya kadar da tevbe son bulmaz." [ebu davud ~h. no. 2479]

abdullah bin vâğıt es-sâdî (r.a.)den: "bir heyetle rasûlullah (s.a.s.)'ın huzuruna geldik. i̇htiyacımızı arz ediyorduk. ben: 'ya rasûlallah, hicret kesildi mi?' dedim. rasûlullah (s.a.s.): "kâfirlerle savaş devam ettikçe hicret kesilmez" buyurdu." [nesâî ~ h. no: 4156]

"bir adam, sordu: "yâ rasûlallah, hangi hicret daha fazîletlidir?" allah'ın elçisi buyurdu ki: "allah'ın sana haram kıldığı şeylerden hicret etmen (bunları terk etmen)dir!" [ebû dâvud ~ h. no. 1449, dârimî, h. no 1431]

"gerçek muhâcir, allah'ın yasakladığı şeylerden uzak kalan kimsedir." [tecridi sarih h. no. 10; ebû dâvud, h. no. 2481]


yürüyüşümüz o'na doğru olduğu müddetçe;
hicretimiz mübarek olsun...