açlık

dünya nüfusunun önemli bir kısmının yaşadığı hal. bugün itibariyle 1 milyardan fazla kişi. bundan daha fazla da yarı aç yarı tok var onların lafını etmiyorum.

tüm hayaller kurulur. midenin sesleri güçlenir. gurul gurul ötüşler artar. tencereler hazırlanır. öğrencisinizdir yorgunlukta vardır, dersten çıkıp da gelmişsinizdir. naneyi kırmızı biberi salçayı herşeyi hazırlarsınız kuskus yapmak için. derken mutfağa geçersiniz elektrikli ocağı fişe takarsınız ve...
açlık yerini önce bir öfkeye sonra bir ümide ardından da kabul edilmişliğe iter. susar oturursunuz...

dedemin lafiyla; yavrum sen yedin pirzola, ben yedim bulgur pilavı, iki saat sonra sen de aç, ben de aç.

kendisine dayanılamayan nadir şeylerden(*))

--- iktibas ---

nefis ineğini açlık bıçağıyla kesenin kalbi marifet nuru ile canlanır.

--- iktibas ---

tok olanın anlamakta güçlük çekeceği, empati kurulması zor olan durum.

dayanılması güç bir şey olmalı ki "allah açlıkla terbiye etmesin" denir. açlık insana her şeyi yaptırabilir.

ramazan ayı hariç aç olmadığımız,açlığı bilmediğimiz,açlığı anlamaya çalışıp anlamadığımız şeydir.

midenin fazla boşalması sonucu hissettiğimiz, uzun süre dayanılması güç, bazı kimselerde baş ağrısına sebep olan şey. dayanılması oldukça zor olduğu halde dünyada birçok insanın dayanmak zorunda olduğu şey. haddini fazla aşınca insanlara suç bile işlettirebilen şey.

ayrıca norveçli yazar knut hamsun'ın bir romanı. kimde nasıl etkileri olur, bilmiyorum ama bende okuduğum sıralar yemek yeme isteğini yok etmişti.

suriye'de bu günlerde bir çok insanın ölümüne vesile olan hal.

(bkz:komşusu açken tok yatan bizden değildir)
(http://www.haber7.com/ortadogu/haber/1115274-41-kisi-acliktan-oldu-davutoglu-uyarmisti)
(*)