şal

mercan çakmakçılar yokuşunda babamın sattığı ürün. (asmalı konak sağolsun ilk o zaman patladıydı)

şal dediğiniz şey başörtüsünün dikdörtgen olanı. siz başörtüsünü de abartılı renklerde giyer boynunuzu gösterebilecek gibi takarsanız o da amacından sapmış olur.
aynı şekilde şal da rahatlıkla takvaya uygun örtücülükte ve renkte kullanılabiliyor.

başörtülülerin kendilerini giyinik çıplaklar haline getirmesi safhasında malesef kullanılan araçlar.
bu amaçla kullananlar,altlarına başlarından büyük topuz yaptılarından ötürü arkadan neredeyse boyunları gözüküyor hatta bazen neredeyse değil alenen gözüküyor ön kısmını çatı şeklinde dikip birde iğnesizce fırlatıverince omuzlarının üzerine müthiş itici oluyor.

başörtüsü olarak kullanır.kimisi amacından saptırır kimisi ise ayet-i kerimeye uygun olarak omuzlarını da örter şal ile.

kızlar saçlarını savuramıyordu, şallarını savurmaya başladı...(*)(*)
(bkz:kadının görünürlüğü)
(bkz:kadının kamusal alana çıkması)
(bkz:modern kadın)
(bkz:kişilik-dişilik tartışması)
(bkz:ötekileştirmeyeceksin)(*)
(bkz:muhafazakar gençlik)

zil ve gülle birlikte anılınca güzel bir şiir ve güzel bir şarkıyı anımsatır.