20. yy insanlarının içinde bulunduğu ruhi bunalımlara tedavi olarak yazılan risale-i nurların müellifi...bu zamanda ehl-i i̇slâmın en mühim tehlikesi, fen ve felsefeden gelen bir dalaletle kalblerin bozulması ve imanın zedelenmesidir. said nursi bu zamanda imanlar taklidi.. taklidi imanların tahkiki imana dönüşmesi ancak iman hakikatlerini öğrenmek ve yaşamakla olur.. 20. ve 21. yy insanlarını ruhi hastalıklarının şifası bu hakikatlerdedir. kuran-ı kerimle beraber okunması tavsiye edilir. risale-i nur iman hak ve hakikatlerini ihtiva eden muhteşem bir külliyattır.
büyük iddiaları olan, iddialarını hayatıyla ispat etmiş bir hür adamdır.
gençken kur'anı ellerinden almadıkça onlara galebe edemeyiz diyen ingiliz komutanı gazeteden okuyunca kur'anı sönmez ve söndürülmez manevi bir güneş olduğunu tüm dünyaya ispat edeceğim gibi bir iddiası vardır.
"eğer, haşrin gelmesini, gelecek baharın gelmesi gibi, katî bir sûrette anlamak istersen; haşre dâir "onuncu söz" ile "yirmi dokuzuncu söz"e dikkat ile bak, gör. eğer baharın gelmesi gibi inanmaz isen, gel parmağını gözüme sok." gibi bir iddiası vardır.
"evet, değil bu mahkemeye, belki bütün dünyaya ilân ediyorum: ben, hakaik-i kudsiye-i imaniyeyi, avrupa feylesoflarına ve bilhassa dinsiz feylesoflara ve bilhassa siyaseti dinsizliğe âlet edenlere ve asayişi manen ihlâl edenlere karşı müdafaa etmişim ve ediyorum." gibi bir iddiası vardır.
"bu vukufsuz ehl-i vukuf, risale-i nuru tetkik edemez. ankarada yüksek, ilmî bir ehl-i vukuf teşkil ettirilsin. avrupadan feylesoflar getirilsin. eğer onlar bir suç bulurlarsa, en ağır cezaya razıyım" gibi bir iddiası vardır.
hülasa dehşetli bir müddeidir.i̇ddialarını ispat ettiğine eserleri canlı şahitlerdir.